YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/10443
KARAR NO : 2011/14151
KARAR TARİHİ : 16.11.2011
Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi
Tarih : 15.04.2010
No : 1312-427
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, miktar itibarıyla bu istemin reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili; taraflar arasında “Çağrı Sonlandırma Hizmet Sözleşmesi” imzalandığını, Türk Telekomüniksyon Kurumu’nun yaptığı düzenlemeyle 01.03.2007 tarihinden itibaren davalı şirketin şebekesinde sonlandırılan çağrılar için 13.6 YKR ödenmesine karar verildiğini, ancak davalının 14 YKR üzerinden faturalar gönderdiğini, ihtarnameyle Nisan ve Mayıs dönemlerinde fazladan tahsil edilen 38.046.31 TL. ve ihtar tarihine kadar işleyen 1.567.00 TL. faizinin iadesinin istendiğini, davalının asıl alacağı iade etmesine rağmen faizini iade etmediğini belirterek 1.567.00 TL. alacağın ihtarname tarihinden itibaren işleyecek banka avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin davacıya ödemesi gereken ve ifasında temerrüde düştüğü borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının davalıya gönderdiği ihtarnamede, asıl alacak ile birlikte ihtar tarihine kadar işlemiş faizin talep edildiği, davada ödenmeyen faiz, 1.567 TL.’nin asıl alacak olarak talep edildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.03.2002 tarih, 2002/19-82 esas, 2002/173 karar sayılı ilamında “kural olarak ana alacağın sona ermesi ile birlikte fer’i haklar da sona erer. Ancak daha önce işlemiş olan faizleri talep etme hakkının saklı tutulduğunun beyan edilmiş olması ve/veya durumun özelliğinden bunun anlaşılması halinde asıl alacak sakıt olsa bile sonradan faiz talep edilebilir. Uyuşmazlık, davacının saklı tutulmayan faiz alacağının asıl borcun ödenmesi ile birlikte sakıt olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosya kapsamından davacının faiz isteğini saklı tuttuğunun kabulü halin icabına uygun düşmektedir.” gerekçesine binaen davacının ihtar ile faiz hakkını mahfuz tuttuğunun kabulü ile davanın kabulüne, 1.567 TL. alacağın 31.07.2007 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı lehine hükmedilecek faiz başlangıç tarihi olarak Telekomünikasyon Kurulu Kararının davalıya tebliğ tarihinin esas alınıp, 02.07.2007 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması ve Borçlar Kanunu’nun 104/son maddesindeki faize faiz hükmedilmeyeceği hususunun gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.