Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/9800 E. 2010/12433 K. 03.11.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9800
KARAR NO : 2010/12433
KARAR TARİHİ : 03.11.2010

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. … ile davalılar vek. Av. …’un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, Antalya 3. İcra Müdürlüğünün 2008/12880 Esas sayılı icra dosyasında sahte bonoya dayalı olarak müvekkili hakkında icra takibinde bulunulduğunu belirterek, davacının borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, sahtelik iddiasına dayanılması nedeniyle HUMK.’nun 317. maddesi uyarınca icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin iyiniyetli yetkili hamil olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Adli Tıp Kurumu raporuna göre bonodaki imzanın davacıya ait olduğunun anlaşıldığı, bonoyu cirolayan davalı …’un imzasının sahte olduğuna dair iddianın ise kambiyo senetlerindeki “imzaların istiklali” ilkesi gereği incelenmesine gerek olmadığı, birbirine bağlı ve müteselsil ciro zincirine göre senedi elinde bulunduranın hak sahibi kabul edilmesi gerektiği belirtilerek davanın reddine, % 40 oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Mahkemece verilen tedbir kararı infaz edilmemiş olup, İİK’nın 72,IV hükmüne göre, tedbir kararının alacaklının alacağını geç almasına neden olması mümkün bulunmadığından davacının tazminata mahkum edilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte gösterilen sebeple hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 750.00.-TL duruşma vekâlet ücretinin, davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 3.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.