Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/9460 E. 2011/3846 K. 24.03.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9460
KARAR NO : 2011/3846
KARAR TARİHİ : 24.03.2011

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, taraflar arasında 13.12.2002 tarihli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, davalının, sözleşmenin eki niteliğinde olan taahhütname ile yükümlendiği mal alımını gerçekleştirmediğini, taahhüt ettiği miktarın çok altında mal alımı gerçekleştirerek sözleşmeye ve taahhütnameye aykırı davrandığını iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000.-USD kar mahrumiyeti alacağının ödeme tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, müvekkili ile davacı arasında 13.12.2002 tarihli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi imzalandığı hususunun doğru olduğunu, ancak sözleşmeye ek olarak taahhütname adı altında herhangi bir belgenin müvekkili tarafından imzalanmadığını, hiçbir satış taahhüdünde bulunulmadığını, eksik satış halinde herhangi bir kar kaybı tazmini taahhüt edilmediğini, dava konusu taahhütname altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre taahhütname altındaki imzanın davalının eli ürünü olmadığı, bu durumda taraflar arasındaki sözleşmede ana hatları belirtilen taahhütnamenin uygulanması ve davacının zarar miktarının belirlenmesinin hukuken mümkün olmadığı, geçersiz bir taahhütnameye dayanarak davalıdan cezai şart davacının talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 24.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.