YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/8966
KARAR NO : 2011/4607
KARAR TARİHİ : 07.04.2011
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine, müteveffa …’e ait abonelikten dolayı kullanılan elektrik borcuna kefillikten ötürü takibe geçtiğini, oysaki müvekkilinin abonman sözleşmesine kefil olmadığı gibi, kefil olunduğu iddia edilen tarihte abone…’in hayatta olmadığı, ölmüş bir kişiye kefil olunamayacağı, bu nedenle dava açma zarureti doğduğunu belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, muris…’e ait elektrik borcunun ödenmesi hususunda müvekkili kurumla davadışı mirasçılar arasında taksitlendirme sözleşmesi yapılıp bir adette senet düzenlendiği, bu senette davacının kefil sıfatı ile imzasının bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalı ile müteveffa …arasında abonman sözleşmesi imzalandığı, daha sonra aboneliğe ilişkin borcun taksitlendirilmesi amacı ile 9.5.2003 tarihinde sözleşme imzalandığı, davacının sözleşmede kefil sıfatı ile imzasının bulunduğu ancak abone…’in bu tarihten önce 11.01.2000 tarihinde vefat etmiş olması nedeni ile davacının kefaletinin geçersiz olduğu, davalının borca ilişkin olarak senet düzenlendiğini ve davacının da bu senedi kefil olarak imzaladığını öne sürdüğü ancak senette tanzim tarihinin bulunmadığı, bu nedenle kıymetli evrak niteliğine haiz olmadığı, kefalet tarihi itibari ile ölmüş bulunan kişinin borcuna kefil olunamayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyaya örneği sunulan ve davalının da imzasının bulunduğu 9.5.2003 tarihli taksitlendirme protokolünde davacı, elektrik tüketim borcunu kefil sıfatı ile ödemeyi taahhüt etmiş, ayrıca aleyhine girişilen icra dosyasına verdiği 22.07.2005 havale tarihli mal beyanı dilekçesinde de, borcu ödeyeceğini taahhüt etmiştir.
Hal böyle olunca mahkemece, açıklanan hususlar üzerinde durulup, değerlendirilerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulmasına isabet görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.