Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/7595 E. 2011/1937 K. 16.02.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/7595
KARAR NO : 2011/1937
KARAR TARİHİ : 16.02.2011

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarih : 23.12.2009
No : 55/297
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı ……. Sofular Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi arasında akdedilen tarımsal kredi sözleşmesinde davalıların müşterek borçlu müteselsil kefil olarak yer aldıklarını, borcun vadesinde ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek davalılara noter ihtarnamesi ile tebliğ edildiğini, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine başlatılan icra takibinin davalıların itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, bir dönem davadışı …Sofular Köyü Kalkınma Kooperatifinin yönetim kurulunda yer aldıklarını, anılan kooperatif adına imzalanan kredi sözleşmesinden dolayı doğrudan haklarında takibe geçilmesinin haksız olduğunu, asıl kredi borçlusunun kooperatif olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, Kredi Sözleşmesinde davalıların müşterek ve müteselsil kefil oldukları, kefalet limitlerinin 40.000 TL olduğu, 19.09.2008 tarihinde temerrüde düştükleri, davalıların borcu ödediklerine dair belge ibraz edemedikleri gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline, takibin 40.000 TL asıl alacak ve bu alacağa 19.09.2008 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi üzerinden takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmiş,hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava ve takip tarihinde yürürlükte bulunan 5661 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketi ve Tarım Kredi Kooperatifleri Tarafından Kullandırılan Toplu Köy Ikrazatı/Grup Kredilerinden Doğan Kefaletin Sona Erdirilmesi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde tarımsal kredi sözleşmelerindeki müşterek borçlu-müteselsil kefilliğin sona erme hali düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre; “Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketinden 20/8/2002, Tarım Kredi Kooperatiflerinden 30/1/2004 tarihinden önce birden çok üreticinin/kooperatif ortağının birbirlerine karşı müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile sorumlu olarak toplu köy ikrazatı/grup kredisi şeklinde kullandıkları tarımsal kredilerden, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle Tasfiye Olunacak Alacaklar/Takip Hesaplarında kayıtlı borcu bulunanların (borcu yeniden yapılandırılmış olanlar dahil) bu sözleşmelerden doğan kendi borçlarını, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketi ve Tarım Kredi Kooperatifleri mevzuatında yer alan ödeme esaslarına göre; faiz, masraf, yargılama gideri, vekâlet ücreti ve diğer her türlü fer’ileri ile birlikte 31/12/2007 tarihine kadar tamamen ödemeleri ya da bu tarihe kadar yeniden yapılandırmaları ve yeniden yapılandırılan borçların yapılandırma koşullarında tamamen ödenmesi şartıyla, aynı sözleşmedeki diğer tarımsal kredi borçlularına olan kefalet sorumluluğu ödeme tarihi itibariyle son bulur. Kendilerine ait tarımsal kredi borçlarını bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce faiz, masraf, yargılama gideri, vekâlet ücreti ve diğer her türlü fer’ileri ile birlikte tamamen ödeyenlerin tarımsal kredilerden kaynaklanan ve aynı sözleşmedeki diğer borçlulara olan kefaletten sorumluluğu ise bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sona erer. Bu Kanun kapsamındaki sözleşmeleri kredi kullanmadığı halde müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzalamış olanların kefalet sorumluluğu bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sona erer.“
Mahkemece anılan hüküm gözetilerek davalıların 5661 sayılı kanundan faydalanıp faydalanmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.