YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/7417
KARAR NO : 2011/3013
KARAR TARİHİ : 09.03.2011
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit-ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, dava dışı ….. Alışveriş Merkezi Ltd.Şti.ile davalı arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi’nde müvekkilinin kefil olarak yer aldığını ve ayrıca kredi borcunun teminatını oluşturmak amacıyla müvekkiline ait taşınmaz üzerinde davalı yararına ipotek tesis edildiğini, sonrasında kredi borcunun tamamı ödenerek borç tasfiye olduğu halde müvekkilinin başka kredi sözleşmelerinde de borçlu gösterilerek alacaklı olduğundan bahis ile davalı banka tarafından kredi sözleşmesi ve ipoteğe dayalı ayrı ayrı takipler başlatıldığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece takip dayanağı yapılan Genel Kredi Sözleşmesi aslı davalı bankaca sunulamadığı ve davacının takiplere konu borçtan dolayı sorumlu olmadığının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, iki ayrı takip nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, bu takip dosyaları nedeniyle davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı yanca aleyhine girişilen iki ayrı takip yönünden menfi tespit isteminin yanı sıra, 28.02.2006 tarihinde düzenlenmiş bulunan resmi senede konu ipoteğin de fekkinin talep edilmesi üzerine, mahkemece davalının takibe dayanak yaptığı sözleşme aslının dosyaya ibraz edilememesi nedeniyle kanıtlanan davanın kabulüne karar verilmiş ise de;
Dosya arasında bulunan 28.02.2006 gün 3992 yevmiye nolu ipotek akit tablosunun tetkikinden; dava dışı …. Alışveriş Merkezi Ltd.Şti.nin davalı bankadan doğmuş ve doğacak veya doğması muhtemel alacağının teminini kapsayacak şekilde 40.000.-TL.tutar üzerinden davacı adına kayıtlı taşınmaz üzerine ipotek tesis edilmiş olduğu ve davacının bu akitdeki imzaya bir itirazının bulunmadığı görülmektedir. Mahkemece bu akit tablosu sebebiyle davacının borçlu olup olmadığı hususunda bir inceleme yaptırılmamıştır. Öte yandan diğer bir uyuşmazlık konusu da, 05.03.2007 tarihli kredi sözleşmesinin 64.sahifesinde bulunan davacı imzasının taşıma suretiyle bu sözleşmeye monte edildiği iddiası üzerindedir. Mahkemece bu konuda da bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.O halde mahkemece, davalı bankanın ipotek akit tablosu nedeniyle alacaklı olup olmadığının belirlenmesi için konusunda uzman bilirkişi heyetine davalı banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle alacağın var olup olmadığının saptanması ve ayrıca davacının davaya konu sözleşme üzerindeki imza itirazıyla ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 09.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.