Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/7133 E. 2010/11210 K. 13.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/7133
KARAR NO : 2010/11210
KARAR TARİHİ : 13.10.2010

Mahkemesi :Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi

Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili borçluya ait aracın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde üst sıraya alınan davalının rehninin, teslim şartına uyulmaması nedeniyle geçersiz olduğunu; borçlunun davalı yanca temerrüde düşürülmediğinden faiz istenmesine yasal olanak bulunmadığını ve farklı tarihlerde bildirilen alacak tutarlarının çelişki içerdiğini iddia ederek paranın tamamının, olmadığı takdirde davalı alacağının hesaplanarak kalanının müvekkilinin alacaklı olduğu dosyaya isabetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili rehnin Türk Medeni Kanunu’nun 940/II nci maddesine uygun olarak trafik siciline konulan şerhle tesis edildiğini, rehnin doğmuş ve doğacak borçlar için kurulduğunu ve kredi kartı, tüketici kredisi ve sigorta prim alacakları toplamı 17.932,17 TL. alacaklı olduklarını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece motorlu taşıt araçlarının trafik siciline şerh verilmek suretiyle rehninde yasaya aykırı yön bulunmadığı, rehnin doğmuş ve doğacak borçların teminatı olmak üzere tesis edildiği ve paylaşım sırasında bildirilen alacak tutarının sıra cetveline esas alınmasının doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle rehnin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 940/II nci maddesine uygun biçimde kurulmuş bulunmasına göre davacı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı yan dilekçesinde davalının alacağının net biçimde belirlenmediğini ve temerrüt gerçekleşmediğinden faiz isteminde de bulunulamayacağını iddia ettiğine göre, bu hususlarda gerekirse konusunda uzman bir bilirkişiden alınacak rapor çerçevesinde karar vermek gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 sayılı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 sayılı bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.