Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/6498 E. 2010/14088 K. 09.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/6498
KARAR NO : 2010/14088
KARAR TARİHİ : 09.12.2010

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic.Mah.sıfatıyla)
Tarih : 9.2.2010
Nosu : 235/39

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı davalı … TAŞ.vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı … TAŞ.vek.Av…. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacı vekili, davalı bankanın müvekkiline keşide ettiği ihtarnamelerle, davacının … adlı şahsa kefil olmasından dolayı müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla 157.000,00 TL’yi ödemesini isteyip, aksi halde hakkında icra takibi yapılıp dava açılacağının bildirildiği, bu ihtarnamelerle muhatap olarak diğer davalılarında borçlu gösterildiğini, cevabi ihtarnamelerle adı geçen şahsa kefil olunmadığı, bankaya böyle bir borcun bulunmadığının bildirildiğini, ancak müvekkilinin her an haksız bir muameleye girişileceği endişesi taşıdığını belirterek, davacının davalı bankaya 157.000,00 TL borçlu bulunmadığının tespiti ile %40’tan az olmamak üzere tazminata, diğer davalılarla davacının hiçbir bağı olmadığı, kredi veya kefalet sözleşmesi içinde bulunmadığının tespiti ile borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, davacının …’ye müvekkili banka tarafından kullandırılan ticari kredi sözleşmesinin kefiller bölümünde isim ve imzasının olduğu, keşide edilen ihtarnamelerden sonra imzanın sahte olduğu ihbarının alınması ile davacıya dava tarihinden önce 24.08.2009 tarihli yazı ile ihtarnamenin yanlışlıkla gönderildiği, kredilerde kefilliği ve bankaya sorumluluğu olmadığı, ihtarlardan dolayı özür dilendiğini, aleyhine de takibe girişilmediğini, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiş, diğer davalılar vekilleri, müvekkillerine karşı dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda, davalı … TAŞ’nin davalılardan … ile imzaladığı genel kredi sözleşmesinde davacı ve diğer davalıların kefil olarak imzalarının bulunduğu, buna istinaden bankanın davacıya keşide ettiği üç ayrı ihtarname ile borçlu olduğunun belirtilip, borcu ödemesini istediği, davacının borçlu olmadığını bildiren cevabi ihtarnameler keşide ettiği, davalı bankanın davacıya hitaben düzenlediği borçlu olmadığı içerikli 24.08.2009 tarihli yazısının dava tarihinden önce davacıya tebliğ edildiğini kanıtlayamadığı, davalı banka tarafından davacının borçlu olmadığının kabul edilmesi ile davanın konusunun kalmadığı, ancak davalı bankanın davanın açılmasına neden olduğu, davalılardan …’nün asıl borçlu olması ve borcu ödemesi halinde dahi kefil olan davacıya yönelmesinin mümkün olmaması ve zaten davacıya yönelik bir talebinin bulunmaması, diğer davalıların da davacı gibi sözleşmenin kefili oldukları halde davacıya yönelik bir talepte bulunmadıkları böylelikle bu davalılara karşı açılan davada hukuki yarar koşulu gerçekleşmediği gerekçeleriyle, davacının davalı … TAŞ.’ye karşı açtığı davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının tazminat isteminin reddine, diğer davalılara karşı açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılardan Akbank TAŞ. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılardan Akbank TAŞ. vekilinin tüm, davacı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi davacının davalılardan Akbank TAŞ. dışında kalan diğer davalılar …, …Gıda Tic.Ltd.Şti., … aleyhine dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu durumda adı geçen bu davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgarı Ücret Tarifesinin 7.maddesi uyarınca maktu vekalet ücreti (1.000,00 TL) takdiri gerekirken, nispi vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmadığı halde bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılardan Akbank TAŞ. vekilinin tüm, davacı … vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün 3.maddesinin 5.paragrafında yer alan ve “..anlaşıldığından..” sonra kelimesiyle “…ile..”kelimesi arasında yer alan “Av.As.Ücrt.Tar.3.2.maddesi gereğince 13120 TL vekalet ücreti takdiri” sözcüklerinin hükümden çıkarılarak yerine “..Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7.maddesi gereğince 1.000,00 TL vekalet ücreti takdiri..” sözcük dizisinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilerek ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.