Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/5089 E. 2010/13949 K. 08.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5089
KARAR NO : 2010/13949
KARAR TARİHİ : 08.12.2010

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Tarih : 8.12.2009
Nosu : 133-755

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı arasında Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi akdedildiğini, kartın sözleşmeye aykırı kullanılması nedeniyle hesap kat ihtarnamesi ile hesabın kat edilerek noter marifetiyle davalıya tebliğ edildiğini, borcunu ödemeyen davalı hakkında girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucu toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre davalının kredi kartı borcu nedeniyle 5915 Sayılı Yasa gereğince davacı bankaya başvuruşunun bulunmadığı, davalının kredi kartı harcamalarından dolayı davacı bankanın takip tarihi itibariyle 8.104.70.-TL.asıl alacak, 6.476.58.-TL.işlemiş faiz, 323.87.-TL.BSMV ve 38.30.-TL.masraf olmak üzere toplam 14.944.24.-TL.alacaklı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının bu miktar üzerinden iptali ile takibin devamına ve % 40 oranında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, kredi kartı hesabının kat edildiği tarih itibariyle muaccel hale gelen borcun hesabın katı ihtarnamesinde gösterildiğini ancak hesabın katı tarihinden takip tarihine kadar kredi kartı ile yapılmış olan taksitli alışverişler nedeniyle sonradan muaccel hale gelen borçların da buna dahil edilerek takip tarihi itibariyle toplam asıl alacak ve işlemiş faizin talep edildiğini oysa bilirkişinin bu hususları gözden kaçırdığını ileri sürerek temyiz talebinde bulunmuştur.
Bu durumda mahkemece, taksitli alışveriş nedeniyle hesabın katı tarihinden sonra oluşan borçların da takip tarihi itibariyle ulaştığı miktar gözetilerek talep edilmesinde yasal bir engel bulunmadığı düşünülmeden ve bu konuda davacı vekilin bilirkişi raporuna yönelik itirazları da değerlendirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 8.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.