Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/4982 E. 2010/14440 K. 16.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4982
KARAR NO : 2010/14440
KARAR TARİHİ : 16.12.2010

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Tarih : 9.11.2009
Nosu : 328-669

Taraflar arasındaki karşılıklı tazminat-maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl dava ve karşı davanın ayrı ayrı reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında müvekkilinin davalıya fason ilaç yaptırarak bunları Azerbaycan ve Gürcistan’a sattığını, davalı yanca ihtarname keşide edilerek 31.12.2005 tarihi itibariyle sözleşme sonlandırılmış ise de, bildirimde bulunulan 2005 yılı Haziran ayından 31.12.2005 tarihine kadar mal teslimi yapılmayarak müvekkilinin mağdur edildiğini, yapılan uyarıların da sonuç vermediğini, müvekkilinin alıcı firmalara mal temin edememesi sonucu cezai şart ve tazminat ödeme riskiyle karşı karşıya kaldığı gibi, kâr yoksunluğuna da uğradığını belirterek fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 3.900.-USD karşılığı 6.000.-TL.tutarında kâr kaybına konu tazminatın temerrüt tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının USD ile açılan bir yıl vadeli mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranından işleyecek faiziyle birlikte fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yanlar arasında akdedilen sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi olup, davacının müvekkili adına ruhsatlı ilaçların markalarını hukuki ve fiili ilişki içinde bulunduğu yurt dışında faal Asfarma firması adına tescil ettirmek suretiyle müvekkilinin zararına yol açtığını ve bu nedenle haklı şekilde sözleşmenin sonlandırıldığını bildirerek davanın reddini savunmuş ve aynı dilekçeyle açtığı karşı dava ile de; davacının (karşı davalı) eylemleri nedeniyle iki ülke pazarından elde ettiği kardan mahrum kalması akabinde 30.000.-USD olumlu zararı oluştuğunu ve bu pazarlarda yeniden yatırım yaparak ruhsat, marka, tanıtım vb. harcamaları sonucu yaklaşık 110.000.-USD yatırım harcaması yaptığını beyanla şimdilik 100.000.-USD maddi tazminatın ve ayrıca 30.000.-TL manevi tazminatın kötüniyetle yapılan marka tescilinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesine göre işletilecek avans faizi ile birlikte davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda taraflar arasında akdedilen sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi olduğu ve davacı karşı davalının kusurlu davranışıyla sözleşmeyi ihlal etmesi nedeniyle kâr yoksunluğu talebinde bulunamayacağı davalı karşı davacının ise zararlarının nelerden ibaret olduğu ve hangi zarara nasıl ve niçin uğradığına dair delil sunamadığı gibi manevi tazminat isteminin koşullarının da gerçekleşmediği gerekçesiyle asıl dava ile karşı davanın ayrı yarı reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davalının fazla ödediği peşin harcın istek halinde iadesine, 16.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.