Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/4825 E. 2010/14316 K. 15.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4825
KARAR NO : 2010/14316
KARAR TARİHİ : 15.12.2010

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarih : 4.2.2010
No : 385-53

Taraflar arasındaki birleştirilen menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2008/385 esas sayılı dosyasında müvekkillerinin dava dışı şirket ile davalı arasında yapılan kredi sözleşmesinden dava dışı şirketin doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere müvekkilinin taşınmazını ipotek olarak verdiğini, davalının muaccel hale gelmiş alacağı bulunmadığı halde müvekkili aleyhine … 2. İcra Müdürlüğü’nün 2008/967 sayılı dosyasında davacının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yaptığını ileri sürerek bu takipten dolayı şimdilik davalıya 7.000 TL borçlu olmadığının tespitine ipoteğin fekkine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili müvekkili ile dava dışı şirket arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 25/2. maddesi uyarınca dava dışı şirketin kredi borçlarından herhangi birisini vadesinde ödememesi durumunda müvekkilinin alacağının tümünün muaccel olacağının kararlaştırıldığını, ayrıca müvekkili ile dava dışı şirket arasında Finansal Kiralama Sözleşmesi yapılıp dava dışı şirkete finansal kiralama yoluyla kredi kullandırıldığını, davacının dava dışı şirketin müvekkili şirketten kullandığı ve kullanacağı kredilerin, kefaleten ve asaleten doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatını teşkil etmek üzere davalının taşınmazını ipotek ettiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Davacı … vekili … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/127 Esas sayılı dosyasında davalı Türkiye Finans Katılım Bankası’nın müvekkili aleyhine … 2. İcra Müdürlüğü’nün 2008/967 sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yaptığını, müvekkilinin dava dışı şirketin davalıyla arasındaki Finansal Kiralama Sözleşmesinin teminatı olarak taşınmazını ipotek ettiğini, ancak davalının Finansal Kiralama Sözleşmesine konu malı dava dışı şirkete teslim etmediğini, bu nedenle de müvekkilinin verdiği teminat ipoteğinin geçersiz hale geldiğini, ileri sürerek Finansal Kiralama Sözleşmesine konu malların finansal kiralama sözleşmesinin yapıldığı tarihteki değerlerinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili eda davası açılabilecek bir konuda tespit davasının açılamayacağını, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, müvekkilinin finansal kiralama sözleşmesine konu malları satıcı firmadan alıp finansal kiralama sözleşmesinin tarafı dava dışı firmaya teslim ettiğini malların bedelini de satıcı firmaya ödediğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/127 Esas 2009/135 Karar sayılı ve 13.5.2009 tarihli ilamıyla bu davanın … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/385 esas sayılı davasıyla birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davalı ile dava dışı şirket arasında imzalanan Finansal Kiralama Sözleşmesinin taksitleri zamanında ödenmediğinden hesabın kat edildiği, kat tarihinden sonra davacı tarafından 10.000 TL ödeme yapıldığı, bu ödemenin takipte dikkate alınmadığı bu ödeme dikkate alındığında takip tarihinde borç miktarı toplamanın 87.656, 91 TL olduğu, davacının taşınmazının tamamını dava dışı şirketin davalıdan kullandığı ve kullanacağı krediler nedeniyle doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere ipotek verdiği, davacının sorumlu olduğu borç ödenmediğinden ipoteğin kaldırılmayacağı, birleştirilen dava usulüne uygun olarak açılmadığından hakkında karar verilmesine yer olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne , davalının icra takip tarihi itibarıyla davalıya toplam 10.732,24 YTL borçlu olmadığının tespitine, davacının ipoteğin fekki talebinin reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleştirilen davanın davacısı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazların reddi gerekmiştir.
2- … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/127 esas sayılı dava dosyasının anılan mahkemenin 13.5.2009 tarih ve 2009/127 Esas, 2009/135 Karar sayılı kararıyla iş bu dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmiştir. Birleştirilen davalar bağımsızlıklarını koruduklarından her iki dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Mahkemece birleştirilen dava yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken birleştirilen dava hakkında herhangi bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.12 .2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.