Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/4824 E. 2010/7949 K. 23.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4824
KARAR NO : 2010/7949
KARAR TARİHİ : 23.06.2010

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Tarih : 5.11.2009
Nosu : 933-812

Davacı tarafından hasımsız olarak açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahiller Yapı Kredi Bankası, Türk Ekonomi Bankası, … Uluslararası Nak.Tic.AŞ. … Beynelminel Nak. Antrepocülük A.Ş. … A.Ş, VFS İnternational AB vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, yük ve yolcu taşımacılığı ve mal depolama konusunda faaliyet gösteren müvekkilinin ekonomik kriz nedeniyle borca batık hale geldiğini, sunulan iyileştirme projesi çerçevesinde uygulanması öngörülen tedbirlerle borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olduğunu belirterek şirketin iflasının 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, borca batık durumda olan şirketin iyileştirme projesinin uygulanmasıyla borçlarını ödeyebileceği, iyiniyetli bulunan davacı şirketin haciz baskısı olmaksızın satış gelirlerinden elde edilerek karlarla süreç içerisinde gerçekleştirilecek sermaye artışı ve artışlarından edinilecek paraların borçların finanse edilmesinde ve şirketin işlerliğinin sağlanmasında kullanılacağı, borç yapılandırmalarında önemli gelişmeler olduğu, iyileştirme tedbirlerini gerçekleştirmeye ehil olduğu, projenin ciddi ve inandırıcı olduğunun bilirkişi ve kayyım raporlarıyla saptandığı belirtilerek davacının iflasının 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiş, hüküm müdahillerden Yapı ve Kredi Bankası, Türk Ekonomi Bankası, … Uluslararası Nakliyat ve Tic.A.Ş, … Beynelminel Nakliyat Antrepoculuk Tic.A.Ş., … Sabancı Ticaret Merkezi A.Ş, VFS İnternational AB vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin malî durumunun ıslahının mümkün olması hâlinde o şirketin iflâsının önlenmesini sağlayan bir kurumdur. Böyle bir talep üzerine mahkemece bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmeli, borca batık durumda ise bu kez ıslahının mümkün olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile malî durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bir sonuca gidilmelidir. Zira önerilen iyileştirme tedbirlerinin şirketin malî durumunu düzeltmeye elverişli olup olmadığının belirlenmesi özel bir bilgiyi gerektirdiğinden, bu konuda bilirkişinin görüşüne başvurulması icap etmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında özet olarak; şirketin borca batık olduğu, iyileştirme projesine uygun şekilde şirket sermayesinin artırılmasının kararlaştırıldığı, şirketin yaptığı işler, uhdesindeki işler, cari dönem iş planlamaları ve girişimleri, sektördeki yeri ve istihdam olanakları gözetildiğinde iyileştirme projesinin gerçekleştirilmesinin kuvvetle muhtemel olduğu belirtilmiş olup, mahkemece bu bilirkişi raporları hükme esas alınarak iflasın ertelenmesine hükmedilmiştir.
Dosya içeriğinden iyileştirme projesinde öngörülmesine rağmen sermaye artırımının sağlanmadığı ve yeni ortak alımına ilişkin somut bir adım veya girişimin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan bilirkişi raporu soyut ve genel ifadelerle şirketin ıslahının mümkün olduğunu belirtmiş ise de içerik açısından yetersiz bir incelemeyi içermekte olup, Yargıtay denetimine elverişli de değildir. Ayrıca iyileştirme projesinin gerçekleşmesinin takibinin kayyımın görevi olduğu belirtilerek iflâs erteleme talebinden sonraki gelişmeler ek raporlarda incelenmemiş, bu sorumluluk kayyıma bırakıldığı gibi dosya içeriğindeki kayyım raporları üzerinde de bir değerlendirme yapılmayarak bilirkişi heyetinin yapması gereken görevler kayyıma havale edilmiştir. Müdahillerin gerekçeleri de belirtilerek ileri sürdükleri itirazlar da bilirkişi ek raporlarında yeterli ve detaylı olarak incelenmemiştir.
Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde ve özellikle iflasın ertelenmesi isteminden sonraki gelişmeler de incelenip, kayyım raporları değerlendirilerek ve müdahil vekillerinin itirazlarının da üzerinde durularak, yeni bir ehil bilirkişi kurulundan Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz eden müdahiller vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek hâlinde iadesine, 23.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.