Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/4639 E. 2010/13870 K. 07.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4639
KARAR NO : 2010/13870
KARAR TARİHİ : 07.12.2010

Mahkemesi :Asliye HukukMahkemesi
Tarih : 26.1.2010
Nosu : 215-29

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-
Davacı banka vekili, asıl borçlu dava dışı …’a imzalanan genel kredi sözleşmesi gereğince kredi kullandırıldığını, davalının bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 6.1.2004 tarihli kredi genel sözleşmesine dayalı olarak kefillik sözleşmesinin 6.10.2004 tarihinde imzalandığını, 6.10.2004 tarihinde müvekkilinin fiilen askerlik hizmetini yapması nedeniyle böyle bir sözleşmeyi imzalamasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde her ne kadar Adli Tıp Kurumu raporunda Kredi Genel Sözleşmesindeki imzanın davalının eli ürünü olduğu sonucuna varılmış ise de, fiilen askerde olan davalının böyle bir sözleşmeyi düzenlemesine imkan bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davalının kefil olarak imzaladığı kredi sözleşmesi 6.1.2004 tarihli sözleşmedir. Davalının asker oluşu ise 2004 yılının Nisan ayıdır. Bu durumda sözleşme tarihi itibariyle davalı henüz askere alınmamış olup, sözleşme altındaki imzanın davalıya ait olduğu hususu Adli Tıp Raporu ile de saptanmıştır. Mahkemece 6.1.2004 tarihli davalının kefaletini taşıyan sözleşme gözetilmeden 6.10.2004 tarihli sözleşmeye dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması ve Adli Tıp Raporuna rağmen sırf davalının askerde olduğu gerekçe gösterilerek anılan sözleşmeye itibar edilmemesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 7.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.