Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/456 E. 2010/12211 K. 01.11.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/456
KARAR NO : 2010/12211
KARAR TARİHİ : 01.11.2010

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi- alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalı …’nin iletim bedelini tek yanlı artırarak müvekkiline yansıttığını, taraflar arasındaki sözleşmede bu yönde bir düzenleme bulunmadığını, EPDK kararı olmaksızın davalının artırım yapamayacağını bildirerek davalı …’nin artırılmış iletim fiyatı tahsili yönündeki halihazır uygulamalarına ilişkin olmak üzere muarazanın men’ine, fazla tahsil edilen 16.874.401 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, dava konusunun Kütahya İl Müdürlüğü faaliyet alanı içinde olup, Kütahya İl Müdürlüğünün Osmangazi Elektrik Dağıtım A.Ş’ne bağlı olduğu bildirilerek husumet ve yetki itirazında bulunmuş, iletim bedellerinin ayrıca EPDK onayına tabi olmadığını, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 28.maddesine göre onaylı dağıtım sistem kullanım fiyatları üzerine TEİAŞ tarafından müvekkiline yansıyan faturalardan elde edilen iletim bedelleri ilave edilmek suretiyle iletim bedellerinin yansıtıldığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre, davacı ile davalı Bilecik (Kütahya olması gerekir) Elektrik Dağıtım Müessese Müdürlüğü arasında dağıtım sistemi kullanım anlaşması bağıtlandığı, davalının dağıtım bedeli dışında iletim bedeli ödediği, bu ödemeye esas miktarın 3030 TL/kwh’den 4030 TL/kwh’a çıkarılarak dava konusu faturalarda uygulandığı, dava konusu dönemde uygulanan EPDK kararında iletim bedelinin yer almadığı, ayrıca Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 28.maddesi uyarınca iletim bedeli … tarafından belirleneceğinden, bu belirlenen ücretin EPDK tarafından onaylanmasının da söz konusu olmadığı, davacının, itirazı olmadığı dönemde 3030/kwh olarak belirlenen iletim bedelini belirlenme şekline ve ödenmesine itiraz etmediğinden bu uygulamayı benimsediği, bu nedenle davacının benimsediği yöntemle davalının belirlediği iletim bedelinden davacının sorumlu olduğu, sözleşmenin davacı ile Osmangazi A.Ş (Bilecik Elektrik Dağıtım A.Ş) arasında imzalanması da bu davalının tüzel kişiliğinin bulunması karşısında davalının Osmangazi A.Ş olacağı, davalı …’ın sözleşmenin tarafı olmadığı gerekçeleriyle … hakkında açılan davanın husumetten reddine, Osmangazi A.Ş (Bilecik Elektrik Dağıtım A.Ş) hakkındaki davanın da esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davalı Kütahya Elektrik Dağıtım Müessesesinin tüzel kişiliğine son verilerek yerine Osmangazi A.Ş adında ayrı bir tüzel kişilik ihdas edildiği anılan davalı vekilinin cevap dilekçesi içeriği ile 01.03.2005 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinden anlaşılmaktadır.
Tüzel Kişiliğin son bulması ile artık eski tüzel kişinin taraf ehliyeti de son bulur. Bundan sonra eski tüzel kişiye karşı dava açılmaz.
Burada ölü kişi hakkında dava açılmasına benzer bir durum vardır. Şirket tüzel kişiliğinin son bulması, davadan önce meydana gelmişse, varlığı kalmamış bir şirket aleyhine açılmış olan dava reddolunur. (Bkz. Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Beşinci Baskı 1990, sh.630, Yargıtay 10.Hukuk Dairesi 12.10.1973 t, 573/744, 25.06.1974 t,3109/4047, 29.03.1974 tarih, 2025/2963 sy.kararları)
Davacı davaya konu sözleşmeyi Kütahya Elektrik Dağıtım Müessese Müdürlüğü ile imzalamış ve dava bu müessese müdürlüğü aleyhine açılmıştır. Dosya kapsamında davalı Kütahya Elektrik Dağıtım Müessese Müdürlüğünün tüzel kişiliği sona erdirilerek Osmangazi Elektrik Dağıtım A.Ş unvanını aldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı Kütahya Elektrik Dağıtım Müessesenin tüzel kişiliğinin davadan önce sona erdiğinden bu şirket aleyhine açılmış olan davanın da husumet nedeniyle reddi gerekirken davanın esasına girilip esastan ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 01.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.