YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4465
KARAR NO : 2010/7701
KARAR TARİHİ : 17.06.2010
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
No :699-201
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı, davacı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı şirket yetkilisi … ile vek.Av…. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın ve şirket yetkilisinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Dava, ayıplı mal teslimi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini ile mal bedeli karşılığı verilen çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı vekili, yetkili mahkemenin müvekkilinin bulunduğu yer olan … Mahkemesi olduğunu bildirerek yetki itirazında bulunduğu gibi, ayıp ihbarının malın ve faturanın teslimi tarihinden itibaren sekiz gün içinde yapılmadığını, davanın da mal tesliminden itibaren altı aylık sürede açılmadığını ileri sürerek zamanaşımı def’inde bulunup, esasen de davanın reddini istemiştir.
Mahkemece İİK.nun 72/son maddesi gereğince icra takibinin yapıldığı yerde dava açılması mümkün olduğundan davalının yetki itirazının reddine, iddia, savunma, benimsenen 07.03.2008 tarihli bilirkişi heyeti raporu, toplanan delillere göre, davalının davacıya sattığı hazır betonun inşaat işinde kullanıldığı, yapılan testler sonucu imalatın standardın altında olması, dayanıklı olmaması nedeniyle imalatın söküldüğü, gizli ayıp nedeniyle uğranılan zarardan davalının sorumlu olduğu gibi icra takibi ile davacıdan tahsil edilen paranın da davacıya iadesi gerektiği gerekçeleriyle taleple bağlı kalınarak davanın kısmen kabulüne, davacının icra takibine konu çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, toplam 17.000.00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, şartları oluşmadığından davacının manevi tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının yetki itirazının reddine ilişkin olan temyiz itirazının reddi gerekmiştir.
2-Dosya kapsamından davaya konu hazır betonun bir kısmının 20.04.2001 tarihinde, bir kısmının 23.04.2001 tarihinde davalı tarafından davacıya teslim edildiği anlaşıldığı gibi davacı vekili 24.03.2003 havale tarihli dilekçesinde davalıya 23.05.2001 tarihinde betonun ayıplı olduğunun ihbar edildiğinin tanık beyanı ile ortaya çıkacağını beyan etmiştir.
TTK.nun 25/3.maddesinde ticari satımlarda ayıp ihbarlarının ne şekilde ve hangi sürede yapılacağı, davanın hangi sürede açılabileceği açıkça yazılı olduğu gibi aynı yasanın 20/3 maddesi uyarınca tacirler arasındaki ihtarlar noter kanalı ile veya iadeli taahhütlü mektupla yapılmak zorundadır.
Bu durumda mahkemece, davalının süresi içinde ve usulüne uygun biçimde verdiği cevap dilekçesi ile zamanaşımı def’inde bulunduğu değerlendirilerek ve karar yerinde tartışılarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin mahkemenin yetkisine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 750.00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya ödenmesine peşin harcın istek halinde iadesine, 17.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.