Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/4430 E. 2010/7173 K. 09.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4430
KARAR NO : 2010/7173
KARAR TARİHİ : 09.06.2010

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Tarih :16/02/2010
Nosu : 2009/200-2010/22

Davacı vekilince hasımsız olarak açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve müdahiller vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, müvekkilinin ekonomik kriz nedeniyle borca batık hale geldiğini, sunulan iyileştirme projesindeki tedbirlerin uygulanması halinde ıslahının mümkün olduğunu belirterek davacının iflasının bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda bilirkişi raporunda açıklanan görüşler doğrultusunda davacının borca batık olduğu, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu belirtilerek şirketin iflasının bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiş, hüküm davacı ile müdahiller Halkbank ve … A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin malî durumunun ıslahının mümkün olması hâlinde o şirketin iflâsının önlenmesini sağlayan bir kurumdur. Böyle bir talep üzerine mahkemece bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmeli, borca batık durumda ise bu kez ıslahının mümkün olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile malî durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bir sonuca gidilmelidir. Zira önerilen iyileştirme tedbirlerinin şirketin malî durumunu düzeltmeye elverişli olup olmadığının belirlenmesi özel bir bilgiyi gerektirdiğinden, bu konuda bilirkişinin görüşüne başvurulması icap etmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; şirketin borca batık olduğu, %20 kâr marjıyla yapacağı satışlara göre ıslahının mümkün bulunduğu, projenin ciddî ve inandırıcı olduğu belirtilmiş olup, mahkemece bu bilirkişi raporu hükme esas alınarak iflasın ertelenmesine hükmedilmiştir.
İflasın ertelenmesinde, borca batıklığın tespiti sırasında kaydî değerlerin değil, rayiç değerlerin esas alınması gerekir. Bu nedenle, şirketin aktifinde yer alan tüm varlıkların rayiç değerlerinin (piyasa satış kıymetlerinin) mahkeme tarafından atanan yeminli bilirkişi aracılığıyla tespiti gerekli olup, bilançoda kayıtlı değerler üzerinden varsayımlara dayalı olarak borca batıklığın saptanması doğru değildir.
Somut olayda borca batıklık, mahallinde keşif yapılarak, konusunda uzman bilirkişiler tarafından aktifte görünen malların mevcudiyetinin ve satış değerlerinin belirlenmesi suretiyle tespit edilmemiştir. Aksine, araçlar kasko değerlerine göre, taşınmazlar mahallin emlak ve komisyoncular derneği başkanlığının bildirdiği rakamlar dikkate alınarak, ticari mallar ise bilanço üzerinden hesaplanmıştır. Bu suretle borca batıklığın tespiti usul ve yasaya aykırıdır.
2- İflâs erteleme talebinde bulunan şirketin işletme sermayesi eksikliği bulunduğundan, dış kaynak sağlanmadan bu malî sorunun nasıl giderileceğine dair Yargıtay denetimine elverişli bir açıklama bilirkişi raporunda yer almamaktadır. Şirkete yeni kaynak girişi öngörmeyen bir iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olarak kabul edilmesini gerektiren somut bilgi ve belgelerin neler olduğu detaylı bir şekilde tespit edilip değerlendirilmeden genel ve soyut ifadeler içeren bilirkişi raporuna itibar edilmesi doğru değildir.
Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve bu konuda ehil bilirkişilere inceleme yaptırılarak iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tespiti suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz eden müdahiller vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek hâlinde iadesine, 09.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.