YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4021
KARAR NO : 2010/12951
KARAR TARİHİ : 11.11.2010
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki olduğun, bu çerçevede davalıdan 198.337,15 TL tutarında mal satın alındığını ve bunun karşılığında ödeme yapıldığını, buna rağmen davalı tarafça yapılan takiple 49.478,22 TL fazladan talep edildiğini belirterek, müvekkilinin bu miktardan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının borcu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacının davalıya verdiği 11.4.2008 keşide tarihli 30.000 TL bedelli çeki tamamen ödediği, 18.4.2008 keşide tarihli 34.000 TL çeke ilişkin ise 14.834,76 TL ödediği Ankara 12.İcra Müdürlüğü’nün 2008/12942 esas sayılı dosyasında takibe konu olan 103.000 TL bedelli çeke ilişkin ise 27.050,53 TL ödeme yaptığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin yetkiye yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece, dava defterleri hükme esas alınmış ise de davacı defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunmadığı bilirkişi raporu ile saptanmıştır. Kapanış tasdiki bulunmayan ve bu nedenle usulüne uygun tutulmamış davacı defterleri davacı lehine delil teşkil etmez. Ne var ki dosyaya sunulan banka dekontları ve davalı vekilinin 3.12.2008 tarihli oturumdaki beyanı gözetildiğinde davacının dava konusu 34.000 TL bedelli çeke karşılık 10.000 TL, yine 103.000 TL bedelli çeke karşılık da 10.000 TL ödeme yaptığı ve bunlar dışındaki ödeme iddiasının kanıtlanamadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece belirtilen bu yönler gözetilerek uygun sonuç dairesinde hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve yazılı değerlendirme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yetkiye yönelik temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.