Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/3478 E. 2010/12722 K. 09.11.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3478
KARAR NO : 2010/12722
KARAR TARİHİ : 09.11.2010

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, 10.04.2007 tarihli Mal ve Hesabı Cari Mukavalesi kapsamında davalı şirkete kesilen faturalar bedelinin zamanında ödenmediği için düzenlenen vade farkı faturaları nedeniyle müvekkilinin yaptığı takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, mal tesliminden itibaren 10 gün içinde fatura düzenlenmesi gerektiğini, davacı … şirketi ile aralarında yazılı sözleşme bulunmadığını, taraflar arasındaki ilişkinin sözlü kurulduğunu, vade farkına ilişkin teamül olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporlarına rağmen taraflar arasında vade farkına ilişkin teamül olmadığı gibi, 10.04.2007 tarihli sözleşmenin davacı şirket ile ilgisi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalı 10 günlük cevap süresi içinde tazminat talebinde bulunmadığından, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
10.04.2007 tarihli “Mal ve Hesabı Cari Mukavelesi” müşteri davalı “… Tarım Zirai İlaçlar Tohum -…” ile “… İşletmeleri ve Tohumculuk A.Ş” ile davacı “… Tarım Teknoloji ve Tic.Ltd. Şirketi” arasında imzalanmıştır. Vade farkı faturalarının ve vade farkı faturaları düzenlenmesine neden olan alım-satıma konu mal satış faturaları ile sevk irsaliyelerinde malı satan şirket olarak, davacı … Tarım Teknoloji ve Ticaret Ltd.Şti. görülmektedir.
Davalı savunmasında davacı … Ltd.Şti. sözlü anlaşma yaptığını, yazılı anlaşma bulunmadığını savunarak davacı şirket ile aralarında ticari bir ilişki olduğunu kabul ettiği anlaşılmaktadır. Yine davalıya ait ekstreleri gösteren banka hesap hareketlerinde de davacı şirketin adı geçmektedir.
Öncelikle, 10.04.2007 tarihli sözleşmede davacı şirketin kaşe ve imzasının sonradan eklendiğine ilişkin davalının savunması üzerinde durulup, davacının aktif dava ehliyeti (husumet) bulunup bulunmadığı saptandıktan sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile 10.04.2007 tarihli sözleşmenin davalı ile … A.Ş arasında imzalandığının kabulü ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının tüm, davacının öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.