YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1923
KARAR NO : 2010/3689
KARAR TARİHİ : 30.03.2010
Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, 19.02.2002 tarihli Genel Hizmet Sözleşmesi uyarınca davalıya kredi kartı hesabı açıldığını, davalının bu kredi kartı kullanımından doğan borcu ödememesi nedeniyle hesabın kat edildiğini ve takibe geçildiğini ileri sürerek, davalının yaptığı itirazın iptali ile %40 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının 1.433.50 TL asıl alacak ve faiziyle birlikte toplam 1.785.71 TL’lik kısmın iptaline, bu miktar alacak yönünden takibin devamına, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı banka vekilince lehlerine hükmedilmeyen icra inkar tazminatı yönünden temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık Genel Hizmet Sözleşmesi uyarınca çıkartılan kredi kartı borcundan kaynaklanmaktadır.
07.07.2009 tarih ve 27281 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5915 sayılı “Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 2.maddesi uyarınca 5464 sayılı Yasaya eklenen Geçici 5.madde hükmüyle banka kredi kartı borcu bulunan kart hamillerine, borcun yeniden yapılandırılması ve takside bağlanması suretiyle tasfiyesi konusunda bir takım olanaklar sağlanmıştır.
Bu durumda mahkemece, banka kredi kartı hamilinin anılan yasa hükmünden yararlanmak üzere süresinde başvuruda bulunup bulunmadığı, başvuruda bulunmuş ise geçici 5.madde de öngörülen koşulları yerine getirip getirmediği hususunda araştırma, inceleme ve değerlendirme yapılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
Öte yandan davacı alacağının likit (bilinebilir, hesap edilebilir) nitelikte olduğu gözetilerek, İİK’nun 67.maddesi gereğince hüküm altına alınan miktarın %40’ı oranında davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, bu talebin reddi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,30.03. 2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.