Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/14950 E. 2011/8746 K. 29.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/14950
KARAR NO : 2011/8746
KARAR TARİHİ : 29.06.2011

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkilinin eczane işletmekte olup, davalı firma ile süregelen ticari alış verişinin bulunduğunu, müvekkili tarafından davalı firmaya ödemeler sonucu iade edilen 28.02.2008 vade tarihli 25.261.-TL bedelli bononun müvekkiline ait olmadığını, davalı firma çalışanı olan dava dışı … tarafından hesaplardaki açıkları kapatmak amacıyla müvekkiline mal vermediği halde sahte olarak düzenlendiğini, bunun üzerine davalı firmaya ihtarname çekilerek müvekkili tarafından alınan mallar karşılığı düzenlenen 10.11.2008 vade tarihli 10.000.-TL ve 10.12.2008 vade tarihli 11.900.-TL’lik bonoların iadesinin istendiğini, ancak davalı yanca iadesi istenen bonoların icra takibine konu edildiğini ileri sürerek icra takibi nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında ticari ilişkiden ötürü davacı tarafından 28.02.2008 vade tarihli 25.261.-TL meblağlı bononun da içinde bulunduğu bonolar düzenlenerek müvekkiline olan borcun kapatıldığını ve fakat sonradan sözkonusu bononun da dahil olmak üzere davacının müvekkiline olan ödemelerini yapmadığını, bunun üzerine taraflar arasında akdedilen 25.08.2008 tarihli protokol gereği davacının yeni vadeli bonolar vermesi suretiyle borcun tasfiye edildiğini, protokol kapsamında yer alan dava konusu bonoların ödenmemesi üzerine icra takibine konu edildiğini belirterek davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının davalı yana yaptığı ödemelere karşılık davacıya iade olunan 28.02.2008 vade tarihli 25.261 TL meblağlı bono altındaki keşideci imzasının davacının eli mahsülü olmadığı, bunun yanı sıra söz konusu bononun taraflar arasında akdedilen borcun tasfiyesine yönelik protokol kapsamında yer aldığı, yargılama sırasında takibe konu bono bedellerinin icraen tahsil edildiği, dolayısıyla davacı yanca aynı senetler için mükerrer ödeme yaptığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 30.518,66 TL’nin ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 29.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.