Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/14522 E. 2011/7717 K. 09.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/14522
KARAR NO : 2011/7717
KARAR TARİHİ : 09.06.2011

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av….ve vek.Av…. ile davalılardan … Finans Facktoring AŞ.vek.Av…. ve davalı … Factoring AŞ.vek.Av…. gelmiş, diğer davalı taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl ve birleşen dava, avans olarak verilip, mal teslim edilmediğinden bedelsiz kaldığı iddia olunan çeklerden dolayı çek lehtarı ve hamillerine karşı açılan menfi tespit davasıdır.
Asıl dava davalısı … Makina San AŞ.vekili, yargılamaya katılmadığı gibi cevap da vermemiş, birleşen dosya davalıları … Finans Factoring Hizm.AŞ. ile … Factoring AŞ. vekilleri … Mak.San.AŞ.ile müvekkillerinin imzaladıkları factoring sözleşmesi çerçevesinde fatura karşılığı çeklerin ciro edildiğini, iyi niyetli hamil olduklarını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece asıl dava yönünden, davacının mal satım amacıyla davalı … Mak.San.AŞ.’ye verdiği çeklerin mal teslimi olmadığından bedelsiz kaldıkları, ancak dava dışı 3.kişilere davacı tarafından ödenen çek bedellerinin istirdadı şartlarının oluşmadığı, birleşen dava yönünden ise, davalıların factoring şirketleri olup, … Mak.San.AŞ. ile akdettikleri factoring sözleşmelerine istinaden çekleri dayanakları fatura ile teslim aldıkları, yapılan temlik işleminin yönetmeliğe uygun olduğu gibi, davalıların da iyiniyetli hamil oldukları gerekçeleri ile asıl davanın kısmen kabulüne, davaya konu 15 adet çekten dolayı davacının davalı … Makine San.AŞ.’ye borçlu olmadığının tespitine, istirdat isteminin reddine, birleşen davanın reddine, hükmolunan miktarın %40’ı tutarında tazminatın davacıdan tahsili ile birleşen dosya davalılarına ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Asıl dava yönünden, davacı vekili yargılama sırasında vermiş olduğu dilekçesi ile davaya konu çeklerden 27.06.2008 keşide tarihli, 100.000,00 TL tutarlı, 4380775 nolu, Denizbank … Şubesi çekinin … Mak.San.AŞ.tarafından dava dışı … AŞ.’ye ciro edilip, Eyüp 3. İcra Müdürlüğünün 2008/7151 sayılı takip dosyası ile müvekkili aleyhine takibe başlandığını, bu nedenle anılı çek bedelinin düzenlenen protokol ile verilen iki ayrı çekle ödenmek zorunda kalındığını belirtip, ödemeye konu iki çeke ait banka ödeme dekontlarını sunmuştur.
Eda davasının mümkün olmaması halinde(zorunlu olarak) tespit davası açılmış olması halinde, tespit davası görülürken (tespiti istenen hukuki ilişkiye dayanarak) eda davası açma imkanı doğarsa, davacının tespit davasına devam edilmesinde artık hukuki yararı kalmaz. Bu nedenle ( ve tespit davası eda davasının öncüsü olduğundan ) davacının talebi üzerine, tespit davasına eda davası olarak devam edilebilmelidir; bu husus, davalının muvafakatına (m.185/2) bağlı olmamalıdır. Davacı başlangıçta eda davası açamadığı için, tespit davası açmak zorunda kalmıştır. Şimdi eda davası açma imkanı doğunca, davacının tespit davasına(tespit davası olarak) devam edilmesinde hukuki yararı kalmamıştır. Onun hukuki yararı, davaya eda davası olarak devam edilmesindedir ve bu hukuki yarar korunmaya değer (meşru) bir hukuki yarardır. Yukarıdaki görüş, menfi tespit davası devam ederken borcun ödenmesi halinde, davaya istirdat davası olarak devam edileceğini düzenlenen İİK.m/72-VI hükmünde kanuni bir dayanak ve misalini bulmaktadır (Bkz.Prof.Dr.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6.Bası, İstanbul, 2001 cilt II, sayfa:1461-1462).
Somut olayda davacının davalı elinde bulunan çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti için açtığı menfi tespit davası devam ederken, çeklerin davacı tarafından 3.kişiye ödendiği iddiasında bulunup, ödenen bedelin tahsilini istediğinden ve çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığı mahkemenin de kabulünde olmakla, davacının istemi gibi 3.kişiye ödenen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile bu istemin reddinde isabet görülmemiştir.
2-Birleşen dava dosyasına yönelen davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
10.10.2006 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Finansal Kiralama, Factoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmelik”in 22/2.maddesi hükmü uyarınca factoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa ile bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler. Factoring şirketleri belirtilen yönetmelik hükmü uyarınca alacağı temlik alabilirler. Bu durumda, davacı keşideci lehtara karşı ileri sürebileceği şahsi def’ileri davalı factoring şirketlerine karşı da ileri sürebilir.
Somut olayda davacının çekler nedeniyle … Makine San.AŞ.’ye borçlu olmadığı mahkemece saptandığına göre, … Makine San.AŞ.’nin davacıya keşide ettiği faturalar gerçek bir alacağı göstermediğinden davanın, davalılar factoring şirketleri yönünden de kabulü gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl dava yönünden, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen dava yönünden davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 825.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.