YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/14251
KARAR NO : 2011/7709
KARAR TARİHİ : 09.06.2011
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek. Av. … gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Dava, davalı bankanın Kayseri 5. İcra Müdürlüğünün 2007/3937 sayılı icra dosyasında başlattığı takip nedeni ile davalı bankaya borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı banka ile dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. arasında 21.3.2002 tarihinde 40.000,00 TL’lik 5.4.2004 tarihinde 250.000,00 TL’lik ve 25.4.2007 tarihinde 1.000.000,00 TL’lik Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığı, bu kredi sözleşmelerinin ilk ikisinde davacının kefil olarak imzasının bulunmadığı, son sözleşmede ise davacının kefil olarak imzalamış olduğu hususları ihtilafsızdır.
Davalı banka vekili davacının imzasının bulunduğu 25.4.2007 tarihli 1.000.000,00 TL’lik Genel Kredi Taahhütnamesinin 11. maddesinde banka kayıt ve defterlerinin kesin delil olacağı 17. maddesinde “Bu taahhütnamenin bundan böyle açılacak bütün kredi ve hesapları kapsadığı gibi daha önce açılmış bütün kredi ve hesapları da kapsadığını” 41. maddesinde ise “iş bu kredi taahhütnamesinin daha önce ve daha sonrada imzalanarak bankaya verilen ve verilecek genel ve özel nitelikli tüm taahhütname, sözleşme ve ekleri için de aynen geçerli olduğuna” dair hükümler bulunduğunu, bu nedenle davacının daha önce açılan bütün kredi hesaplarından sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia savunma toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre davacının dava dışı borçlu şirketin kullandığı kredilere 1.000.000,00 TL limitle kefil olduğu bankanın talebinin 537.755,75 TL olup bu miktarın kefalet limitinin altında olduğunu, menfi tespit davası yerinde olmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının kefil olarak imzasının bulunduğu 25.4.2007 tarihli sözleşmenin 17. maddesinin 8. paragrafı “Bu taahhütnamemizin bundan böyle açılacak bütün kredi ve hesapları kapsadığı gibi, daha önce açılmış bütün kredi ve hesapları da kapsadığını kabul ve beyan ederiz” hükmünü içermekte ise de, anılan bu maddede önceki sözleşmelere açıkça atıf yapılmadığından sadece “daha önce açılmış bütün kredi ve hesapları kapsadığı” kelimelerinden dolayı davacının imzasının bulunmadığı önceki kredi sözleşmelerinden sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
Yapılacak iş davacının sorumluluğunun 25.4.2007 tarihli sözleşme limiti ve bu sözleşmeye dayalı olarak kullandırılan kredilerden dolayı sorumlu olacağı gözetilerek bu yönde araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna uygun bir karar vermekten ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanın nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.