Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/13568 E. 2011/7702 K. 09.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/13568
KARAR NO : 2011/7702
KARAR TARİHİ : 09.06.2011

Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekili ile süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Dava, davacının keşidecisi davalı …’ın lehdarı bulunduğu ve diğer davalı bankaya ciro edilen ve banka tarafından icra takibine konu edilen iki bonodaki imzanın davacı keşideci eli ürünü olmadığı iddiası ile açılan menfi tespit davasıdır.
Davalı banka vekili davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece savcılık soruşturması aşamasında alınan ekspertiz raporunda dava konusu bonolardaki imzaların davacı keşideci eli ürünü olmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne davacının bonolarla borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1- Davacı vekili davanın kabul edilmesine rağmen müvekkili lehine tazminata hükmedilmediği için kararı temyiz etmiş ise de mahkeme hükmünün davacı vekiline 4.10.2010 tarihinde tebliğ edildiği temyiz dilekçesinin HUMK’nun 437. maddesinde öngörülen 8 günlük yasal süre geçirildikten sonra 22.10.2010 tarihinde temyiz defterine kaydedilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 1.6.1990 gün ve ¾ sayılı İBK uyarınca Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceğinden, davacı vekilinin süresinden sonra yaptığı temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2- Dava, imza inkarına dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı takibe konu edilen bonolardaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmiş, ayrıca Savcılığa da şikayet dilekçesi vermiştir. Savcılık soruşturması sırasında alınan raporda bonolardaki keşideci imzasının davacı eli ürünü olmadığı anlaşılmış ve davalı … hakkında Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinde Resmi Belgede Sahtecilik ve Nitelikli Dolandırıcılık suçundan kamu davası açılmıştır.
Bonolardaki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı konusunda hukuk ya da ceza mahkemesi tarafından alınmış bir rapor olmadan savcılık aşamasında alınan yetersiz rapora dayanılarak eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmadığı gibi, açılan ceza davasının sonucu beklenmeden karar verilmesi de isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıdan (1) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz isteminin süreden reddine (2) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, bozma gerekçesine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.