Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/13275 E. 2011/1900 K. 16.02.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/13275
KARAR NO : 2011/1900
KARAR TARİHİ : 16.02.2011

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Tarih : 13.7.2010
No : 1040-568

Davacılar vekili tarafından hasımsız olarak açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahillerden … Finansal Kiralama A.Ş. T…. Bankası A.Ş, VFS İnternational vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

İflasın ertelenmesi talebinde bulunan şirketlerin vekili, inşaat ve mühendislik alanında faaliyette bulunan müvekkillerinin ekonomik kriz nedeniyle borca batık hale geldiklerini, sunulan iyileştirme projesinde öngörülen tedbirlerin uygulanması halinde borca batıklıktan kurtulmalarının mümkün olduğunu belirterek, şirketlerin Iflasının bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bilirkişi kurulunun kök ve ek raporlarındaki değerlendirmelere göre şirketlerin borca batık olduğu, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı bulunduğu, yapılan sermaye artışına ilişkin bir kısım ödemelerin yapıldığı belirtilerek, talep eden şirketlerin iflaslarının birer yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiş, hüküm müdahiller … Bankası, … Finansal Kiralama A.Ş, VFS İnternational vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, müdahiller … Bankası, … Finansal Kiralama A.Ş, VFS İnternational vekillerinin sair temyiz istemlerinin reddi gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, müdahiller vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ : : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının oyçokluğuyla reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün oybirliğiyle ONANMASINA, fazla yatırılan peşin harcın istek halinde iadesine, 16.2.2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

(1.bendeMuhalif) (1.bende muhalif)

-KARŞI OY YAZISI-
İflasın ertelenmesini isteyen şirketler ayrı tüzel kişiliği bulunan alacaklıları, borçluları farklı olan şirketlerdir. Bu şirketlerin aynı gruba dahil olmaları veya bir alacaklıya asaleten yada kefaleten borçlu olmaları iflasın ertelenmesi talebinde birlikte bulunabileceklerine gerekçe yapılamaz.
Şirketler arasında talep konusu bakımından bir teselsül bulunmadığı gibi iflasın ertelenmesi talebinin her biri için aynı sebepten doğduğu da kabul edilemez. Çünkü, her bir şirketin bilançolarındaki aktif ve pasif kalemleri buna bağlı olarak alacaklıları, borçluları farklıdır.
Talepte bulunan şirketlerin durumlarının kötülüğü ayrı ayrı vakıalara dayanmaktadır.
Nitekim, Yüksek Yargıtay aynı işyerinde çalışan işçilerin, o işyerinin sahibi (aynı işveren) ile yapmış oldukları aynı içerikteki hizmet sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar için birlikte dava açamayacaklarına karar vermiştir. (HGK. 18.04.1956 T/36-29, HGK. 11.12.1951 4/177-135; HGK. 03.10.1957 83/79 ve TD. 11.03.1955 1366/1857)
Öte yandan, doktrinde de görüşler de Hukuk Muhakemeleri Usul Kanunu’nun 43. maddesindeki şartlar bulunsa bile birden fazla borçluya karşı birlikte iflas davası (İİK. 156 vd.) açılamayacağı yönündedir (Bkz. Prof. Dr. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü Cilt 3. sh.3351). Bu da birden fazla borçlunun hasımsız olarak açılan istemde iflasın ertelenmesi talebinde bulunamayacaklarının göstergesidir.
İcra İflas Kanunu’nun 179. maddesinde de, kanun koyucu iflasın ertelenmesi talebi bakımından “ŞİRKETLER VEYA KOOPERATİFLER” dememiş, aksine “ŞİRKET VEYA KOOPERATİF” demek suretiyle iflas ve iflasın ertelenmesi taleplerinin ayrı ayrı açılabileceğini, davacının çoğul değil tekil olduğunu göstermiştir. Bunun aksinin kabulü Yasa’nın lafzi yorumuna da aykırıdır.
İflasın ertelenmesi taleplerinin grup şirketleri tarafından birlikte açılması, bunların ayrı ayrı yatırmaları gereken harçtan kaçınmalarına da imkan verecektir. Harçlara dair düzenlemeler kamu düzeninden sayıldığından başlı başına bu husus bile birden çok tüzel kişinin birlikte iflasın ertelenmesi talebinde bulunmalarına engel teşkil etmektedir.
Borca batıklığın tespit edildiği, ancak iyileştirme projesinin yeterli görülmemesi durumunda erteleme talebinin reddiyle bunun sonucu olarak talepte bulunanın iflasına karar verileceği gözetildiğinde birden çok borçlunun aynı davada iflası istenemeyeceği gibi birden çok borçluda iflasla sonuçlanabilecek olan iflasın ertelenmesi talebinde bulunamazlar.
Öncelikle açıklanan bu nedenlerle yerel mahkeme hükmünün bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun birden fazla borçlu tarafından iflasın ertelenmesi talebinde bulunabileceği şeklindeki kabulleri ile yerel mahkeme hükmünün onanmasına ilişkin görüşlerine katılamıyoruz.16.02.2011