YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/12041
KARAR NO : 2010/14327
KARAR TARİHİ : 15.12.2010
Mahkemesi :Asliye HukukMahkemesi
Tarih :11.5.2010
Nosu : 77/280
Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ile ihbar olunanlar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili müvekkilinin kredi kullanırken davalı bankaya teminat olarak maliki bulunduğu taşınmaz üzerine davalı lehine 1.350.000 YTL bedelle birinci dereceden ipotek tesis ettiğini, davalı bankanın yazısı ile ipotek limitini 600.000 YTL’ye indirdiğini, müvekkilinin tüm borçlarını tasfiye etmesine rağmen ipoteğin fek edilmediğini ileri sürmüş ve ipoteğin fekkini talep etmiştir.
Davalı vekili ipoteğin yalnızca döviz kredileri için değil, doğmuş ve doğacak her türlü borçların teminatı için tesis edildiğini, davacı şirketin imzaladığı taahhütname gereğince müvekkili bankaca açılacak kredi sebebiyle müvekkili bankaya borçları bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuştur.
Dairemizin bozma ilamında dava açıldıktan sonra davacının dava konusu taşınmazı tapuda satıp devrettiğinin dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı, bu durumda mahkemece HUMK’nun 186.madde uyarınca işlem yapılması gerekirken bu yasa hükmü gözetilmeden işin esasına girilmesinin isabetsiz olduğu belirtilmiştir. Öteki temyiz itirazlarının bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davaya konu taşınmaz üzerindeki davalı lehine tesis edilen ipoteğin tüm nakit ve gayri nakit, döviz, döviz kazandırıcı işlemler ve bunlarla ilgili teminat mektubu kredilerinin teminatını teşkil etmek üzere doğmuş ve doğacak her türlü borçların teminatı için ve fekkinin alacaklı bankaca bildirilinceye kadar süreli düzenlendiği, MK’na göre ipotekli taşınmazın maliki değişmiş olsa bile borçlunun sorumluluğunda ve güvencede bir değişikliğin olmayacağı, yeni malikin taşınmaz mülkiyetini üzerinde bulunan rehin yükü ile kazandığı, yeni malikin borcu yüklenmesi durumunda tapu idaresince bunun alacaklı davalıya bildirilmesi gerektiği, dosya kapsamında böyle bir bildirimin bulunmadığı, davacı ile davalı banka arasındaki kredi ilişkisinin sona ermediği, sadece döviz kredisinin tasfiye edilmiş olmasının ipoteği de sona erdirmeyeceği, ipotek kapsamının sadece döviz kredisi ile sınırlı olmadığı, doğmuş ve doğacak borçları kapsadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve ihbar olunanlar vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, ipoteğin fekki talebine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamında belirtildiği şekilde HUMK’nun 186.maddesi uyarınca işlem yapılmışsa da davaya konu taşınmazın ilgili tapu sicil müdürlüğünden ipotek akit tablosu getirtilerek davacı şirketin davalı bankaya karşı doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatını oluşturmak amacıyla verilip verilmediği araştırılıp, davacı şirketin davalıya borçlu olup olmadığı, somut olayda ipoteğin fekki şartlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi için konusunda uzman bilirkişiden Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak uygun sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeyle ve yanılgılı gerekçeyle hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.