Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/11649 E. 2010/13773 K. 02.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11649
KARAR NO : 2010/13773
KARAR TARİHİ : 02.12.2010

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Tarih : 22.06.2009
Nosu : 748-336

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de miktar itibariyle bu isteğin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili , davalı ile müvekkili arasında ticari ilişki olduğunu, bu çerçevede davalı tarafından verilen sipariş üzerine davalıya 8.635,64 TL. Bedelli ilaç teslim edildiğini, ancak davalının, kendisi tarafından böyle bir sipariş verilmediğini iddia ederek ilaç bedelini ödemediğini belirterek bu bedelin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ilaçları teslim aldığı iddia edilen … …’ın kendi çalışanı olmadığını ve teslim aldığı ilaçları alıp kaçtığını,bu kişi hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, bu nedenle davacıya borçlarının olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia,savunma ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacının , davalı tarafa sipariş üzerine ilaçları teslim ettiği, teslim alan … … isimli kişinin daha önceki alışverişlere bakıldığında üçüncü kişilerde davalının çalışanı gibi bir izlenim doğurduğu , bu nedenle teslim alınan ilaç bedelinden davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm her iki taraf vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı tarafın temyiz istemine gelince; davacı tarafın aynı alacağa dayalı olarak davalı aleyhine başlattığı icra takibinde ödeme emrinin 28.12.2005 tarihinde davalıya tebliğ edildiği ve itirazın da aynı gün yapıldığı görülmektedir.Bu durumda davalı-borçlunun bu tarihte temerrüde düştüğü ve faiz başlangıç tarihinin bu tarih olarak belirlenmemesi isabetsizse de belirtilen yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK’un 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının hüküm kısmının 1 numaralı bendinde yer alan “Davanın kabulü ile 8.635,64.TL’nin dava tarihinden itibaren değişken oranlardaki yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi” cümlesinin “Davanın kabulü ile 8.635,64.TL’nin 28.12.2005 tarihinden itibaren değişken oranlardaki yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi” şeklinde düzeltilmesine hükmün düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.