Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/11450 E. 2011/4947 K. 14.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11450
KARAR NO : 2011/4947
KARAR TARİHİ : 14.04.2011

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av… ile davalılardan … vek.Av…. ve …vek.Av….ile Av…. Bağcı gelmiş, diğer davalı adına kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-

Dava, davacı şirketin yetkilisi … tarafından şirket adına keşide edilen lehtarı … olan 7.7.2006 tanzim 8.6.2007 vadeli nakden düzenlenen 800.000,00 TL’lik ve 10.10.2006 tanzim 8.6.2007 vadeli nakden düzenlenen 1.500.000,00 TL’lik lehtarı … olan ve diğer davalı … Atalan’a ciro edilen iki bono ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekili davalılardan …’in şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunu, 21.03.2006 tarihinden 6.12.2006 tarihine kadar münferit imza ile şirketi temsile yetkili olduğu 6.12.2006 tarihinden sonra da şirketin çift imza ile temsil edildiğini, davalı …’ı diğer davalılar ile işbirliği yaparak şirketi zarara uğratmak için münferit imza yetkisi olmadığı bir zamanda tanzim edip münferit imza yetkisinin olduğu geçmişe yönelik tarih atarak şirketi borçlandırmaya çalıştığını belirterek muvazaalı olarak düzenlenen ve takibe konulan bonolar ile borçlu olmadıklarının tespitini ve takip kötüniyetli olarak yapıldığından %40’dan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi; bonoların müvekkilinin şirketi temsile yetkili olduğu tarihte düzenlendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Atalan vekili cevap dilekçesi; bonoların muvazaalı olarak düzenlenmediğini, davacı şirketin bonolardan dolayı müvekkiline borcu olduğunu, …’e verilen para nedeni ile bonoların düzenlendiğini, davacının iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerektiğini belirterek davanın reddini ve tazminata hükmedilmesini istemiştir.

Diğer davalı lehtar … polisteki ifadesinde …’in çocukluk arkadaşı olduğunu, Turgay’ın fabrikanın paraya ihtiyacı olduğu nakit para bulup bulamayacağını sorduğunu, paranın 200.000,00 TL’sinin kendisinin verdiğini geri kalan parayı …’un temin ettiğini, fabrika bittiğinde …’a hisse şeklinde ödeme yapılacağını, paranın peyderpey verildiği ve bonoların tüm para ödendikten sonra alındığını beyan etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan deliller ile bilirkişi raporuna göre yapılan mali ve sosyal durum araştırmasında davalılar …ve …’un 2.300.000,00 TL para verebilecek ekonomik durumu bulunmadığı önce borç para verdim diyen davalının bilahare ileride şirkete ortak olmak için para verdim dediğini, beyanların çelişkili olduğu hamil …’un taraflar arasındaki ilişkiyi baştan beri bildiği …’in de diğer davalılarla ortak hareket ettiği muvazaa nedeni ile açılan davada zorunlu olarak davalı gösterildiğinden davanın kabulü ile davacı şirketin dava konusu edilen iki bono ile borçlu olmadığının tespitine, %40 kötüniyet tazminatının davalılar … ile …’den tahsiline ve davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 825.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 14.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.