Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/11075 E. 2011/5760 K. 28.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11075
KARAR NO : 2011/5760
KARAR TARİHİ : 28.04.2011

Mahkemesi :Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan … vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Dava, dava dışı şirketle davalı banka arasında akdedilen sözleşmenin teminatı olmak üzere davacı taşınmazı üzerine tesis edilen ipoteğin teminat olma niteliğini yitirdiği iddiası ile sözleşme tarafı davalı banka ile temlik alacaklısı diğer davalıya karşı borçlu olunmadığının tespiti ile ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.
Davalı banka vekili, davadan önce alacağın diğer davalıya temlik edildiğini, bu nedenle davanın husumetten reddi ile tazminata karar verilmesini istemiş, diğer davalı vekili, müvekkilinin dava dışı … Ltd.Şti.nin bankaya olan borcunu ödeyip, alacağı temlik aldığını, sözleşmenin garantilerinin de temlik edilen alacakla yükümlü olarak devredildiğini, muvazaa iddialarının yersiz olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, kredi sözleşmesi ipotek akit tablosu, ihtarname, icra dosyası, temlik sözleşmesi, toplanan delillere göre, davalı bankanın kredi sözleşmesindeki hükümlere göre dava tarihinden önce alacağını diğer davalıya temlik ettiğinden, aleyhine açılan davanın husumetten reddine, diğer davalı yönünden davanın kabulü ile icra dosyasında davacının verdiği ipotek nedeni ile borçlu olmadığının tespitine, asıl alacağın % 40’ı oranında tazminatın daval…’tan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılardan … vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı …’in borçtan şahsen sorumlu olmadığı, ancak banka ile sözleşme yapan asıl borçlu dava dışı şirket lehine ipotek verdiği anlaşılmaktadır. T.M.K.nun 887.maddesi asıl borçlu ile beraber borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz malikine bildirim yapılmadıkça ipotek borçluları yönünden borcun muaccel duruma gelemeyeceği öngörülmüştür. Bu durumda davacı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla girişilen icra takibinde çıkarılan ödeme emrinin davacıya karşı geçerli olabilmesi için kendisine icra takibinden önce ödeme talebinin tebliği zorunlu bulunmaktadır. Somut olayda ipotek borçlusu davacıya muacceliyet ihbarı gönderilmediğinden aleyhine icra takibine başlanamayacağı hususu gözden kaçırılarak yazılı gerekçe ile işin esası hakkında karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre daval…’un diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.4.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.