YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/10882
KARAR NO : 2011/4037
KARAR TARİHİ : 29.03.2011
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic.Mah.sıfatıyla)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne, alacak likit olmadığından inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı … ile davalı vek.Av….’in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı asil ve davalı avukatının sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin incir ticareti yaptığını, davalı ile 5-6 yıldır ticari ilişkisi bulunduğunu, davalının bakiye borcunu ödemediğini, tahsili amacıyla girişilen icra takibine kısmi itirazda bulunduğunu belirterek, vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, tarafların açık hesap usulü çalıştıklarını, yapılan ödemeler sonunda bakiye 3.022 TL borçları kaldığını, bu miktarı da kabul ettiklerini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dosya kapsamına göre davalı borçlunun icra takibine yaptığı itirazında borcunu ödediği, kısmi borcu kabul ettiğini beyan etmekle akdi ilişkiyi kabul ettiği, bu durumda borcun ödendiğini ispat külfetinin davalıya düştüğünü, davalı tarafın borcunu ödediğini kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlayamadığı, teklif edilen yemin hakkını da kullanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
İtirazın iptali davası, aleyhine girişilen icra takibine itiraz eden borçlunun itirazının hükümden düşürülmesi için İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenen bir dava türü olup, yargılamada münhasıran takip talepnamesindeki kayıtların dikkate alınması gerekir.
Somut olayda davacı alacaklı takip talepnamesinde 02.12.2002 ve 19.11.2002 tarihli faturadan doğan borcun tahsilini istemiş, 05.02.2004 tarihli replik dilekçesinde de anılan iki faturada sorun yaşandığı, daha önce yapılan ödemelerle geçmiş borçların kapandığı bildirilmiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki ihtilafın icra takibine dayanak yapılan iki adet fatura ile bu fatura bedellerinin ödenip ödenmediği konusunda toplandığı hususu gözetilip, davalının yaptığını ileri sürdüğü ödemelerin önceki borca yönelik olduğunu iddia eden davacının bu iddiasını ispatlaması gerektiği düşünülmeden ve ispat külfeti kendisine düşmeyen tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılmasının da icapsız olduğu gözetilmeden yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 825.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.