Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/10468 E. 2011/4829 K. 12.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/10468
KARAR NO : 2011/4829
KARAR TARİHİ : 12.04.2011

Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, … 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/130 Esas-2009/970 Karar sayılı dosyası ile sahte olduğu anlaşılan senede dayanılarak davalının giriştiği icra takibi sonucu müvekkilinin maaşından kesintiler yapıldığını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin durdurularak icranın eski hale iadesine ve sonuçta takibin iptaline, kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekiline cevap dilekçesini sunması için süre verilmiş ancak bu dilekçe dosyaya ibraz edilmemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, davalının sahte bono tanzim ettiği gerekçesiyle Asliye Ceza Mahkemesince verilen mahkumiyet hükmünün kesinleştiği hususu dikkate alınarak davanın kabulüne, davacının icra takibine konu edilen bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, icra dosyasına yatırılan toplam 4.284.00.-TL.nin davalıdan istirdadına, asıl alacak miktarının % 40’ı oranındaki kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava dilekçesinde dava değeri olarak 7.000.-TL.gösterilmiş ancak davanın kabulü ile davacının 4.000.-TL.miktarlı bonoya dayalı takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile icra dosyasına yatırılan 4.284.-TL.nin istirdadına hükmedilmiştir. Bu durumda mahkemece dava değeri olarak gösterilen miktar ile hüküm altına alınan miktar arasındaki fark yönünden talep reddedilmiş olduğundan, red ve kabul oranına göre tarafların sorumlu olacakları yargılama giderlerinin belirlenmesi ve reddedilen kısım üzerinden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdiri gerekirken, bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Öte yandan HUMK.nun 76.maddesi gereğince olayların açıklaması taraflara, hukuki nitelendirilmesi hakime ait olup, somut olayda istirdada karar verilen ödemelerin tümü dava tarihinden önce gerçekleştiğinden davanın istirdat davası olarak nitelendirilmesi gerekir. İstirdat davalarında ise tazminat ile ilgili bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Mahkemece bu yön gözetilmeden tazminata hükmedilmiş olması diğer bir bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.4.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.