Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/10434 E. 2011/4822 K. 12.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/10434
KARAR NO : 2011/4822
KARAR TARİHİ : 12.04.2011

Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Dava, ticari satıştan kaynaklanan faturalara dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı vekili iddia edildiği gibi taraflar arasında bir hukuki ilişkinin bulunmadığını, bu durumda genel yetki kurallarına göre müvekkilinin ikametgahı … Mahkemelerinin yetkili olduğunu, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın yerinde bulunduğunu, irsaliyelerde ismi ve imzası bulunan kişilerin müvekkili ile bir ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde davalı tarafın iddiaya konu sözleşmeyi ve mal teslimini kabul etmediği, bu durumda İİK’nun 50.maddesi HUMK’nun 9 vd.maddeleri gereğince davalı tarafın yetki itirazının yerinde olduğu, …İcra Müdürlüğünün yetkisiz bulunduğu gerekçeleri ile davacının icra dairesinin yetkisine itirazın kaldırılması talebinin reddi ile talebi halinde icra dosyasının yetkili … İcra Dairesine gönderilmesine, icra dairesinin yetkisiz olması nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davalı tarafça hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmiştir. Yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasının koşullarından biri olduğundan mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmiş olmasında isabetsizlik bulunmamakta ise de, yetki konusunda delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülmüştür.
Yetki itirazı hadise şeklinde incelenir. Nitekim yerel mahkeme tarafından da davacının delil olarak dayandığı faturalar ve irsaliyeler incelenmiş, irsaliyelerde teslim alan sıfatı ile imzası bulunan kişiler tanık olarak dinlenmiştir. Toplanan bu delillerin değerlendirilmesi sonucunda taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, yetki itirazı konusunda BK’nun 73/1 ve HUMK’nun 10.maddeleri gözetilerek bir değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.