Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2010/10329 E. 2011/4882 K. 13.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/10329
KARAR NO : 2011/4882
KARAR TARİHİ : 13.04.2011

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki birleştirilen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –

Davacı vekili asıl ve birleşen davalarda müvekkilinin davalı banka ile yaptığı sözleşme ile taşınmazları üzerine ipotek tesis edildiğini, davalının mavekkili aleyhine takip başlattığını, müvekkilinin borç ve ipotek sözleşmelerinde belirtilen parayı bankadan almadığını, borçlanma ve ipotek temini tarihlerinde ve öncesinde müvekkilinin akıl hastası olduğunu, fiil ehliyetinin bulunmadığını belirterek davacının takip dosyalarında borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, adli tıp raporuna göre davacının akıl hastası olup akit tarihlerinde fiil ehliyetinin olmadığı, 2008/127 ve 2008/133 esas dosyalarında dava konusu takip dayanağı krediyi kullananın davacının babası ve kardeşi olduğu, davacının ise sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladığı, ipotek tesis tarihi ve sözleşme tarihi itibariyle fiil ehliyetine haiz bulunmadığı gerekçesiyle davaların kabulüne, takip dosyaları nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, 2008/155 esas dosyasında dava konusu takip dayanağı krediyi davacının kullandığı, akit tarihinde fiil ehliyetine haiz olmamakla ve bilahare kısıtlanmakla birlikte mal varlığında meydana gelen sebepsiz zenginleşme oranında sorumlu tutulması gerektiği, icra takibi üzerine borcun ifası istendiğinde ehliyetsizliğini ileri sürerek ifadan kaçınmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalı …Ş. harçtan muaf olmasına rağmen yazılı şekilde davalı aleyhine harca hükmedilmesi doğru değilse de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HUMK 438/7 maddesi uyarınca düzelterek onanması uygun görülmüştür.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, yerel mahkeme kararının 1. bendinin 2. paragrafında yer alan “Alınması gereken 2.910.60 TL. nispi ilam harcından peşin alınan 270.00 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.640.60 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaybına” kısmı ile 2. bendinin 2. paragrafında yer alan “Alınması gereken 2.494.80 TL. nispi ilam harcından peşin alınan 270.00 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.248.80 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaybına” kısmının hükümden çıkarılarak yerlerine “Davalı harçtan muaf olduğundan karar ilam harcına hükmedilmesine yer olmadığına” ibaresinin yazılarak kararın düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 13.4.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.