YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/9891
KARAR NO : 2010/5680
KARAR TARİHİ : 10.05.2010
Mahkemesi :Asliye HukukMahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin sahibi olduğu …Gazetesi ile davalının sahibi olduğu … Gazetesi arasında telafi ve mahsup işlemlerinin kendi aralarında uygulanamayacağına dair imzalanan sözleşmeye davalının uymadığını, bu nedenle cezai şartın koşullarının gerçekleşmiş olduğunu , bu nedenle davalı hakkında cezai şart alacağının tahsili için başlatılan takibin davalının itirazı üzerine durduğunu bildirerek itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin hukuken geçerli bir sözleşme olmadığından cezai şartın da talep edilemeyeceğini bildirerek davanın reddine ve % 40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre, taraflar arasında telafi ve mahsup işlemi uygulanmayacağına ilişkin sözleşme yapılmış ise de, mevzuata göre idare tarafından mahsup telafi uygulaması yapıldığı, iradi olarak taraflarca mahsup-telafi işlemi yapıldığının ispat edilemediği, bu durumda sözleşmenin ihlaline dayalı cezai şart koşullarının gerçekleşmediği, davanın ve takibin kötüniyetle yapıldığı ispat edilemediği gerekçesiyle tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
B.K.nun 1.maddesine göre tarafların karşılıklı ve birbirine uygun olarak rızalarını beyan ettikleri takdirde sözleşme kurulmuş olur. B.K.nun 19. maddesinde de sözleşmenin konusunun kanuni sınırlar içinde serbestçe belirlenebileceği açıklanmış, kanunun kesin olarak emrettiği hukuk kurallarına, kanuna, ahlaka veya kamu düzenine yahut şahsi haklara aykırı olmayan sözleşmelerin geçerli bulunduğu bildirilmiştir. Görüldüğü üzere sözleşme serbestisinin ilke olarak kabul edildiği hukuk sistemimizin bir diğer ilkesi de sözleşmeye bağlılık ilkesidir. Sözleşme hukukunun temelini oluşturan bu ilke, kararlaştırılan hükümlere riayet etmek suretiyle aynen ifas esasına dayanır.
Somut olayda, taraflar arasında resmi ilanların yayınlanması suretiyle elde edilecek gelirlere ilişkin olarak birbirlerinden mahsup ve telafi işlemi uygulanmayacağına dair sözleşme imzalanmış, daha sonra davalı tarafça sözleşmenin hukuken geçersiz olduğu ileri sürülmüştür. Bu durumda mahkemece, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerinde kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı sözleşmeye bağlılık ilkesi ile birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazııl şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.5.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.