Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2009/9632 E. 2010/6931 K. 03.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/9632
KARAR NO : 2010/6931
KARAR TARİHİ : 03.06.2010

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarih :24.06.2009
No :280-317
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 08.01.2007 tarihli sözleşme ile bir işyerini devren aldığını, müvekkilinin bakiye borcu için toplam tutarı 10.000 TL olan iki senet verdiğini, müvekkilinin senetlere karşılık davalıya banka havalesi ile 7.900.TL ödeme yaptığını, ancak davalının bu ödemeleri dikkate almadan müvekkili hakkında takibe geçtiğini, müvekkilinin davalıya borcunun 2.100 YTL olduğunu belirterek müvekkilinin davalıya 10.000 TL borçlu olmadığının tespiti ile %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının dava tarihinden sonra 25.07.2007 tarihinde 2.000 TL’lik ödeme yaptığını, bunun dışındaki ödemeleri kabul etmediklerini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalının davacı hakkında iki senede dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe geçtiği, davacının ödeme hususunda toplam tutarı 7.900 TL olan 5 adet banka dekontu sunduğu, ancak ödeme dekontlarında, senetlere ilişkin bir açıklamanın olmadığı davalının kabul ettiği 25.07.2007 tarihli ödemenin ise dava tarihinden sonra olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin dava ve takip dayanağı bonolara karşılık banka havalesi ile ödeme yaptığını öne sürerek toplam tutarı 7.900 TL olan (5) adet banka dekontu sunmuştur. Dekontlarda gönderenin davacı, alıcının ise davalı olduğu ve havale tarihlerinin bonoların tanzim tarihi olan 08.01.2007 tarihinden sonra olduğu gözlemlenmiştir.
BK.nun 86.maddesine göre ödeme belgesinde ödemenin hangi borca ilişkin olduğu konusunda bir açıklık yoksa ödemenin mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla yapıldığının kabulü gerekir.
Davalı taraf ödemeleri kabul etmiş, ancak neye ilişkin olduğu hususunda da bir açıklama yapmamıştır.
Eğer davalının dava konusu bonolardan başka davacıdan bir alacağı varsa bunu ispatla yükümlüdür. Şayet böyle bir alacak mevcut değilse yapılan ödemenin anılan hüküm uyarınca mevcut borca ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca mahkemece açıklanan hususlar üzerinde durulup, davalı tarafa başka bir alacağının varlığı hususunda ispat olanağı tanınıp tüm deliller birlikte değerlendirilip uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.