YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/9551
KARAR NO : 2010/6548
KARAR TARİHİ : 27.05.2010
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili ile davalının akraba olup, ortak olarak inşaat işçiliği ve tarım faaliyetinde bulunduklarını ve tarafların ortak olarak hububat ve şeker pancarı tarımı yaparken birlikte traktör satın aldıklarını ve traktörün akaryakıtını da dava dışı …Petrol’den veresiye fişi ile temin ettiklerini, veresiye fişinin üst kısmının akaryakıtın miktarını gösterdiğini, alt kısmının da bono olarak düzenlendiğini, traktörün müvekkili adına tescilli olduğu için alınan akaryakıta ilişkin bono bölümünün de müvekkili tarafından imzalandığını, borcun ödendiği zaman akaryakıt bayisinin bonoyu iade ettiğini, tarafların bir süre ortaklık yaptıktan sonra anlaşamayıp ortaklığı sona erdirdiklerini, davalının ödenen veresiye fişlerinin bono bölümünü kötüniyetli olarak atmayıp sakladığını ve müvekkili aleyhine takibe geçtiğini, bu nedenle dava açma zarureti doğduğunu belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetkili mahkemenin Ereğli mahkemeleri olduğu, ayrıca müvekkilinin senede dayalı olarak davacıdan alacaklı olduğunu, senedin davacıya verilen borç nedeni ile düzenlendiğini öne sürerek davanın reddi ile %40 tazminata karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı senede karşı olan iddiasını yazılı delille ispat edemediği gibi, davacının teklif ettiği yeminin de davalı tarafından usulen yerine getirildiği gerekçesi ile davanın reddine, davalı yararına %40 tazminata karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu 12.11.2007 tanzim, 12.12.2007 vade tarihli 25.000 TL bedelli bono “malen”kayıtlı olarak düzenlenmiştir.
Davacı vekili senedin mal karşılığı olarak düzenlendiğini iddia etmesine karşılık, davalı vekili ise senedin borç para karşılığı olarak düzenlendiğini savunarak senedin düzenlenme nedenini talil etmiştir. Bu durumda ispat külfeti yer değiştirmiştir. Mahkemece kendisine ispat külfeti düşen davalı tarafa, senetten dolayı alacaklı olduğunu ispat olanağı tanınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.