Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2009/931 E. 2009/10498 K. 12.11.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/931
KARAR NO : 2009/10498
KARAR TARİHİ : 12.11.2009

Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili şirkette muhasebe müdürlüğü yapan davadışı …’ün müvekkili şirkete ait boş çek koçanları, davalı adına keşide ederek müvekkili şirketi hayali olarak borçlandırdığını, adı geçen dava dışı kişinin açık olan hesabını kapatmak için bu yola başvurduğunu ikrar ettiğini bu hususta Mersin Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunduklarını müvekkilinin davalı ile hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını, bu nedenle dava açma zarureti doğduğunu belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirkete ait araçlara akaryakıt sattığı ve karşılığında dava konusu çeki aldığını öne sürerek davanın reddi ile %40 tazminata hükmedilmesini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, taraflar arasında çek keşide edilmesine sebep olarak herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava çek nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava konusu çek davacı şirket adına muhasebe müdürü olan dava dışı … tarafından keşide edilmiştir. Adı geçen kişinin davacı şirket adına çek keşide etme yetkisinin bulunmadığı hususunda bir iddia da yoktur. Hatta davacı şirket adına keşide edilen çeklerin adı geçen bu kişi tarafından imzalandığı diğer mahkemelerde görülen benzer davalarda alınan ve ilgili mahkemelere sunulan bilirkişi raporlarında da tespit edilmiştir. Çek bir ödeme vasıtası olup kural olarak mevcut bir borcun tediyesi amacı ile verildiğine karine teşkil eder. Bu karinenin aksini iddia edenin bu iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerekir. Davacı şirketin yetkilisinin, yetkisini kötüye kullanması davacı şirket ile yetkilisi arasındaki iç ilişki bakımından hüküm doğurur. Davalının el ve işbirliği ile davacı şirketin zararına işlemler yapıldığı iddia ve ispat edilmedikçe bu durum davalı yönünden hüküm ifade etmez. Mahkemece belirtilen yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.