Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2009/9289 E. 2010/3486 K. 25.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/9289
KARAR NO : 2010/3486
KARAR TARİHİ : 25.03.2010

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı her iki davanın da reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı ile fer’i müdahil vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av…. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, asıl ve birleşen dava dosyasında, davalının her biri 10.000,00.-USD bedelli beş adet bono ile müvekkili aleyhine icra takiplerine başladığını, bonolarda davacı ile dava dışı … A.Ş.ve …’nin de borçlu göründüğünü, davacı ve …’nin … A.Ş.’nin yetkilileri olup, bonoların davalının babasına ait … adlı firma ile olan ticari ilişkide imzalanıp, diğer kısımları boş halde teminat olarak verildiğini, … A.Ş’nin 1999 yılından beri ticari faaliyeti olmadığı gibi … firması ile de alacak, borç ilişkisi kalmadığını, davalı ile de hukuki ilişkide bulunulmadığını, bonoların kötüniyetle doldurulup icra takiplerine konu edildiğini belirterek senetlerden dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitine, senetlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili asıl ve birleşen dava dosyasında, bonoların sebepten mücerret, borç ikrarını içerdiklerini, bedelsizlik veya teminat gibi iddiaların yazılı belge ile kanıtlanması gerektiğini bildirerek davaların reddi gerektiğini savunmuştur.
Fer’i müdahil vekili, asıl ve birleşen dava dosyasında, davanın kabulünü istemiştir.
Mahkemece, bonoların teminat amaçlı ve anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yazılı belge ile ispat edilemediği, davalı asil’in mal karşılığı düzenlenen bono bedellerinin ödenmediğine ilişkin yemin beyanına göre ispat edilemeyen asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ile fer’i müdahil vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Asıl ve birleşen dava dosyasının fer’i müdahili … vekili, hükmü temyiz etmiş ise de temyiz harçlarını yatırmadığından mahkemece HUMK.nun 434/3.maddesi gereğince temyiz harçlarını (7) günlük kesin süre içinde mahkeme veznesine yatırması için düzenlenen muhtıra 23.7.2009 günü fer’i müdahil vekiline tebliğ edildiği halde belirtilen giderlerin yatırılmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda anılan yasa hükmü uyarınca fer’i müdahil vekili temyiz isteminden vazgeçmiş sayılır. Bu konuda mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün, ¾ sayılı İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay’ca da karar verilebileceğinden fer’i müdahil … vekilinin hükmü temyiz etmemiş sayılmasına ve temyiz isteminin bu nedenle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Asıl ve birleşen dava yönünden davacı vekilinin temyizine gelince;
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle asıl ve birleşen dava dosyasında fer’i müdahilin temyiz isteminin reddine, (2) nolu bentte açıklanan sebeplerle asıl ve birleşen dava dosyasında davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden davacıdan alınmasına, 25.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.