Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2009/9127 E. 2010/5844 K. 11.05.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/9127
KARAR NO : 2010/5844
KARAR TARİHİ : 11.05.2010

Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalı avukatın …Plastik A.Ş.vekili olarak müvekkiline ait taşınmazdaki hissesini satın aldığını, satış bedeli tam ödenmediğinden tapuya temlik veremeyeceğini belirtmesi üzerine 05.02.2005 vadeli 3.000.-YTL.bedelli senedin davalı tarafından keşide edildiğini ve senet bedelinin ödenmesi için ihtarname çektiklerini, kambiyo senetlerine özgü takibin iptali üzerine, ilamsız icra yolu ile takibe giriştiklerini ileri sürerek davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacıya borcu olmadığını, ticari ilişkileri bulunmadığını, davacının malen kaydıyla ilgili iddiasını ispatlaması gerektiğini, senedin tam olarak hangi tarihte kime verildiğini müvekkilinin bilemediğini, imzanın müvekkilinin imzasına benzediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davacının alacağını ispatlayacak delil sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine, haksız takip nedeni ile 3.000.-TL.üzerinden % 40 tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Takibe ve davaya konu bonodaki keşide tarihinin vade tarihinden sonraki bir tarihi taşıdığı, keşide tarihinin 05.11.2005, vade tarihinin 05.02.2005 olduğu mahkemenin de kabulündedir. Vade tarihinden sonraki bir keşide tarihini taşıyan senet, kambiyo senedi niteliğinde değildir. Nitekim, davacının kambiyo senetlerine özgü yolla başlattığı takibe karşı İcra Hukuk Mahkemesi’ne yapılan şikayet sonucu kambiyo senetlerine özgü takip iptal edilmiştir. Davacının takibe koyduğu belge, kambiyo senedi niteliğine haiz değilse de; imzası davalı borçlu tarafından açıkca inkar edilmediğinden borç ikrarına havi adi borç senedi niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı takip ve dava konusu senedin, taşınmaz mal satımı sırasında dava dışı 3.şahısa vekil olan davalının düzenlediğini ve alacaklı olduğunu iddia ettiğine göre, senetten dolayı borçlu olmadığını ispat yükü davalıdadır. Davalının HUMK.nun 290.maddesi uyarınca savunmasını yazılı delille kanıtlaması gerekir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden ve kanıt yükünün tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmü temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre, davacının öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.