YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/874
KARAR NO : 2009/10771
KARAR TARİHİ : 17.11.2009
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Dava, ticari satıştan kaynaklanan faturalara dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı vekili, müvekkiline satılan oto lastiklerinin ayıplı olduğunu, kullanma sırasında ortaya çıkan bu ayıbın sözlü olarak bildirildiği gibi 31.08.2005 tarihli noter ihtarı ile de davacıya bildirildiğini ancak davacının müvekkilinin oyaladığını, iddiaya konu malların halen müvekkilinin depolarında bulunduğunu belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama toplanan deliller neticesinde malların gizli ayıplı olduğu, TTK.nun 25. maddesinin 3 ve 4.bentleri hükmü gereğince ayıp ihbarının şekle tabi tutulmadığı davalı yanca ayıp ihbarının müşterilerinin bildirimi üzerine hemen davacı yana bildirildiği ve sonrasında da ihtarname gönderildiği, ayıplı malların davacı tarafça iade olunmadığı, bu nedenle davanın haklı ve yerinde olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine, davalı tarafın kötüniyet tazminatı isteminin yerinde olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar tacir olduğundan somut olay bakımından uyuşmazlıkta TTK.nun 25/3 maddesinde öngörülen ayıp ihbar sürelerinin gözetilmesi gerekir. Davalı vekili 15.06.2006 havale tarihli cevap dilekçesinde, anılan yasa hükmünde öngörülen sürelerde ayıp ihbarında bulunulmadığını, kabul etmekle birlikte olayda TTK.nun 25/3.maddesinin değil, BK.nun 198/2-3.maddesi hükmünün uygulanması gerektiğini savunmaktadır.Bilirkişi raporuyla da süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı saptanmıştır. Tarafların sıfatına göre olayda BK.nun 198.maddesi hükmünün uygulama yeri bulunmamaktadır. Kaldı ki, davalının aynı nitelikteki ikinci ve üçüncü parti malları ihtirazı kayıt koymadan teslim almış olduğu da dosya içeriği ile sabittir. Mahkemece bu yönler bakımından yapılan değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.112009 gününde oybirliğiyle karar verildi.