Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2009/8567 E. 2010/4324 K. 13.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/8567
KARAR NO : 2010/4324
KARAR TARİHİ : 13.04.2010

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, taraflar arasında 13.09.2000 tarihli Tarımsal Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, ödenmeyen kredinin tahsili amacıyla girişilen icra takibinin itiraz üzerine durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin 15.747.24.-TL.üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, Tarımsal Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklanan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olmasına rağmen, karar gerekçesinde banka ile davalı arasında kredi kartı sözleşmesi yapıldığı, davalının kredi kartı ile yapmış olduğu harcama bedellerini ödememesi üzerine davalı aleyhine icra takibine geçildiğinden bahsedilmiştir.
Anayasa’nın 141.maddesinin üçüncü fıkrası, “bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” buyurucu hükmünü içermektedir. HUMK.nun 388.maddesinde de; kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, bu maddenin 3.bendine göre, mahkeme kararında iki tarafın sav ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması red ve üstün tutma nedenleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hükmi sebep açıkça gösterilmesi zorunludur.
Mahkemece verilen kararın gerek yukarıda değinilen Anayasa’nın 141/3 ve HUMK.nun 388/3.maddeleri hükümlerine aykırı olması, gerekse de takip dayanağı ipoteğin limit ipoteği olduğu, limit aşılmamak üzere davalının sorumluluğunun tespit ve tayinine gidilmemesi, ayrıca Banka Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklanan alacağın likit olduğu halde aksine düşünce ile icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi doğru olmayıp, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 13.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.