Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2009/8251 E. 2010/1847 K. 24.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/8251
KARAR NO : 2010/1847
KARAR TARİHİ : 24.02.2010

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarih :09/04/2009
Nosu :1043/392

Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av…. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili ve ailesinin eşine ait Beylikdüzü’ndeki gayrimenkulü aile konutu olarak kullandığını, davalı …’ın müvekkili olan davacının rızası olmaksızın aile konutunu davalı bankaya ipotek ettiğini, MK’nun 194.maddesine aykırı olarak gerçekleştirilen bu işlemle tesis edilen ipoteğin fekki gerektiğini belirterek ipoteğin tapu sicilinden terkin edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ipoteğin tesis edildiği tarih itibariyle söz konusu taşınmazın aile konutu olmadığı gibi aile konutu olarak da tapuya şerh edilmediğini, bankanın tapu siciline güvenerek ipotek tesis ettiğini, ipotekten bir buçuk yıl sonra açılan bu davanın kötüniyetle kredi borcunun ödenmesinden kaçınmaya yönelik olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ipoteğin 18/05/2007’de tesis edildiği, 23/08/2007 de aile konutu şerhi işlendiği, 01.10.2004’te …’e 1 yıl süreyle kiraya verildiği, site yönetiminin yazısından …’in 01.10.2004’ten 01.07.2007’e kadar anılan taşınmazda oturduğu, …’ın yazısından …’ın elektrik aboneliğine ilişkin sözleşmeyi 15/08/2007’de imzaladığı, ipotek tesisine ilişkin 17.05.2007 tarihli vekaletnamede …’ın başka bir adres gösterdiği belirtilerek davacı ve eşinin ipoteğin tesis edildiği tarihte ipotekli taşınmazda birlikte oturmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1 hükmü uyarınca aile hukukundan doğan dava ve işlere bakmak aile mahkemesinin görevidir. Somut olayda dava, MK’nın 194’üncü maddesinde düzenlenen aile konutu iddiasına dayalı olarak aile mahkemesine açılmış ise de mahkemece asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla anılan kanun hükmüne göre yapılan değerlendirme sonucunda hüküm kurulmuştur. Mahkemelerin görevinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması zorunlu olup, 4787 sayılı Kanun uyarınca aile mahkemesi sıfatıyla davaya bakılması gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 750,00.-TL duruşma vekalet ücretinin, davalılardan alınarak, davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.