Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2009/8076 E. 2010/2239 K. 03.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/8076
KARAR NO : 2010/2239
KARAR TARİHİ : 03.03.2010

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki birleşen tazminat-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılardan … Şti. Vek.Av…., davalı … vek.Av…., diğer davalı … Vek.Av…. gelmiş, diğer davalı ile davacı taraftan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili müvekkilinin davalı şirketlerden mal aldığını ve bunu …’da kurulu … AD. adlı şirkete sattığını; malla birlikte davalı şirketlerce düzenlenen vesaikin de adı geçen şirkete verildiğini ve vesaikin … Gümrük yetkililerine sunularak Avrupa menşe’li mallara uygulanan düşük gümrük vergisine tâbi tutulduğunu; … Gümrükler Müdürlüğü’nün 01.09.2000 tarihli protokolün 32 nci maddesine göre EUR-1 sertifikasının Türk makamlarınca düzenlendiğine dair teyit isteyince davalı …’nın belgenin geçersiz olduğunu bildirdiğini ve bunun üzerine ithalatçı firmaya fark vergisi tahakkuk ettirilerek ceza kesildiğini; aradaki sözleşme gereğince müvekkilinin (1.974.579,-Leva) 1.031.920,04 USD tutarı ithalatçıya ödediğini ileri sürerek belgeyi düzenleten davalı şirketlerin, düzenleyen …’nın ve sehven onayladığını bildiren Gümrük Müsteşarlığının müvekkilinin uğradığı zararı müştereken ve müteselsilen ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kollektif Şirketi … ve Ortakları vekili davacının müvekkili ile aralarında akdedilen ön protokolün ilk sayfasını değiştirerek mahkemeye sunduğunu, aradaki gerçek ilişkinin 03.07.2000 tarihli sözleşmeye dayandığını; bu sözleşmede EUR-1 belgesine dair hüküm bulunmadığını bankaya da bu belgenin sunulmadığını, kaldı ki malla birlikte menşe şahadetnamesi verildiğini ve EUR-1 sertifikasının bulunduğu hallerde menşe şahadetnamesinin verilmeyeceğini, müvekkilinin … Ticaret Odası’na kayıtlı olduğunu oysa belgenin … tarafından düzenlendiğini;
Birleşen dosya davalısı … İç ve Dış Tic. AŞ. vekili müvekkili ile davacı arasında yapılan sözleşmede EUR-1 belgesi sağlama yükümlülüklerinin bulunmadığını, kusurlu durumdaki davacının kendi kusurundan yararlanamayacağını,
Davalı …. Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı vekili belgenin davalı şirketlerce düzenlendiğini, Avrupa Topluluğu ürünleri için EUR-1 sertifikası düzenlenmeyeceğini,
Davalı … vekili ise davalı şirketlerin bütün sorumluluğu üstlenerek başvuruda bulunduğunu, başvuru belgesinde ileride doğabilecek yasaya aykırılıklar bakımından beyan ve taahhütlerinin yazılı olduğunu, sertifikanın doğruluğunun kontrolünün gümrük idaresince yapılması gerektiğini, davacının hem sorumlu konumunda olup, hem de dava açtığını; rücuen tahsili istenen paranın “ek vergi”ye ilişkin kısmının zarar sayılmayacağını; nitekim belgenin davacı yanca ibraz edilmemesi halinde zararın doğmayacağını ve bunun müvekkili Oda tarafından düzenlenmiş olmasının zararla doğrudan ilgili bulunmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporlarına göre davacı ile davalı şirketler arasında akdedilen sözleşmede EUR-1 dolaşım sertifikasının davalı satıcılar tarafından düzenleneceğine dair bir hükmün yer almadığı; davacı şirketin ihracat konusunda uzman olup, yasal düzenlemeyi bilecek durumda olduğu ve Türk Ticaret Kanunu’nun 20 nci maddesinde beklenen özeni göstermediği; davalı …’nın sunulan belgeleri onaylamakla yetindiği ve zararla ilgili bulunmadığı, diğer davalı … Müsteşarlığının ihmali bulunsa da davacının uzmanlığı nedeniyle sorumluluğu cihetine gidilemeyeceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş; hüküm davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Borçlar Kanunu’nun 98/II inci maddesi hükmü gereği haksız fiillerden doğan sorumluluğa ilişkin hükümler, kıyasen sözleşmeye aykırılık hallerde de uygulanır. Mahkemece hüküm, davalıların da bazı ihmal ve hatalarının bulunduğunu belirten bilirkişi raporuna dayandırılmış; bu rapor ise davacı yanın itirazına uğramıştır. Bu durumda mahkemece alınacak ek bir raporla davalıların kusurlu bulunup bulunmadığı, eğer kusurlu iseler bunun zararın oluşumuna etkisi üzerinde durulmak ve varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulmak gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 3.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.