YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/7871
KARAR NO : 2010/1918
KARAR TARİHİ : 25.02.2010
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Tarih : 18/03/2009
Nosu : 418/148
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek.Av. … gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, taraflar arasında döviz (USD) üzerinden balya pamuk alım-satımı konusunda anlaşma yapıldığını, 11.07.2001’den itibaren yapılacak alımlar karşılığı davalıya teminat mektubu ve peşinat verildiğini, davalının değişik tarihlerde toplam 563.754 USD tutarında mal teslim ettiğini, buna karşılık davacının değişik tarih ve tutarlarda yaptığı ödemeler, teminat mektubunun da paraya çevrilmesi neticesinde toplam 587.123 USD ödeme yaptığını, böylece davalıya 23.369 USD fazla ödemede bulunulduğunu bildirerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 23.369 USD’nin tahsil günündeki rayiç kur üzerinden teminat mektubunun paraya çevrilmesiyle fazla tahsilatın yapıldığı 19.07.2002 tarihinden işleyecek yıllık %12 döviz faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili zamanaşımı def’inde bulunduğu gibi davacının müvekkili aleyhine Adana 4.Asliye Hukuk Mahkemesine 2002/707 Esasla açtığı davasında, alım satım akdine konu pamukların sözleşmeye uygun olmaması nedeniyle açtığı sözleşmenin feshi davasında davalının davacıdan son taksit alacağı olan 178.249 USD tutarlı teminat mektubunun ödenmemesini istediği, mahkemece müvekkilinin alacağının haklı görülerek davanın reddedildiğini, kararın taraflarca tazminat yönünden temyiz edildiğini, bu suretle davanın kesin hüküm sebebi ile reddini istediği gibi davacının haksız ihtiyati tedbirinden kaynaklanan uğranılan zararın tazmini istemiyle açtıkları Adana 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/343 esas nolu dosyasının bekletici mesele yapılmasıyla birleştirme kararı verilmesini talep ettiği gibi davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalının zamanaşımı itirazının, kesin hüküm ve bekletici veya birleştirme istemli savunmalarının incelenen dosyalar kapsamı karşısında reddine, iddia, savunma, davacı defterlerinin incelenmesi ile düzenlenen 08.01.2009 günlü bilirkişi raporu, davacı defterinin kapanış onaması olmadığı halde davalının tüm faturalarının kaydedilmiş olması, davalının daha fazla mal teslim ettiğine dair belge ve delil sunmaması ve toplanan delillere göre, davanın kabulüne, davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 23.369.00 USD alacağın dava tarihinden Devlet Bankalarının USD cinsinden bir yıl vadeli mevduata uyguladıkları en yüksek faizi ile tahsil tarihindeki TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Esas Karar
2009/7871 2010/1918
Dava dosyasında alınan 14.04.2006 günlü ilk bilirkişi raporunda, davacının davalıya borcu olmadığı, aksine davalının davacıdan 140.470.97 YTL alacaklı olduğu belirtilmiş, davacı vekilinin rapora itirazı üzerine bilirkişi kurulundan alınan 02.04.2007 havale tarihli raporda,davacının davalıdan 83.041.52 USD alacaklı olduğu bildirilmiş, bu rapora davalı vekilinin itirazı üzerine bilirkişi kurulunca düzenlenen 30.11.2007 tarihli raporda, davacının davalıya 137.057.547.790 TL az ödeme yaptığı, bu tutarda borcu olduğu tespit edilmiş, davacı vekilinin itirazı üzerine bilirkişi kurulu 08.01.2009 günlü (2.) ek raporda davacının davalıdan olan alacağının 64.410.84 USD olduğunu hesaplamış, bu rapora davalı vekilince gerekçeleri de gösterilmek suretiyle itiraz edildiği halde mahkemece son rapora itibar edilerek hüküm kurulmuştur.
Bu durumda alınan tüm raporlar arasında çelişki bulunmaktadır. Mahkemece alınan son rapora davalı vekilinin itirazları da gözetilerek raporlar arasında çelişkinin giderilmesi yönünden üçüncü bir bilirkişi veya bilirkişi heyetinden ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, davacı vekili dava dilekçesinde hükmolunacak tutara yıllık %12 oranında döviz faizi yürütülmesini talep ettiği halde, taleple bağlı kalınarak hükmolunacak tutara yıllık %12 oranını geçmemek üzere faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken faiz üst limitinin gösterilmemesi de kabul şekli itibariyle doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 750.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.