YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/7434
KARAR NO : 2010/5374
KARAR TARİHİ : 03.05.2010
Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın kısmen kabulüne, karşı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilince davalıya satılan mallara karşılık düzenlenen iki adet fatura bedelinin ödenmemesi üzerine toplam 2.877.00.-TL.alacağın işlenmiş faizi ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiğini, ancak davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu, bu nedenle iş bu alacak davasının açılması zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek 2.877.00.-TL.alacağın 09.06.2006 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde, dava konusu faturalara konu malların kendilerine teslim edilmediğini, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, aksine müvekkilinin davacıya mal satışı nedeniyle alacaklı olduğunu belirterek karşı davasında; 1.722.00.-TL.nin karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Karşı davanın takipsiz bırakılması nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmiş, bu dosya ile birleştirilen aynı mahkemenin 2007/1237 Esas sayılı alacak davasında karşı davadaki talep tekrarlanmak suretiyle aynı miktar alacağın tahsili istenmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporlara göre davanın kabulü ile 2.877.00.-TL.nin 25.07.2006 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin faiz talebinin reddine, karşı davanın açılmamış sayılmasına, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm birleşen davanın davacısı … Ltd.Şti.vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalıya mal satıp, teslim edip etmediği ve davalı tarafından davacıya kesilen faturanın satılıp teslim edildiği iddia edilen malların iadesine ilişkin bir iade faturası mı, yoksa davalı tarafından davacıya satıldığı iddia edilen mal bedellerine karşılık düzenlenmiş başka bir fatura mı olduğu yönünde toplanmaktadır.
Mahkemece aynı bilirkişiden bir kök rapor, iki de ek rapor alınmış ve ayrıca bilirkişi tarafından el yazısı ile hazırlanmış beyanlarını içeren bir dilekçenin mahkemeye sunulduğu görülmüştür. Kök raporda davalının haklı olduğu sonucuna varıldığı halde davacının itirazı üzerine alınan 1.ek raporda dosyaya sunulan fatura fotokopisi üzerindeki iade şerhinin ilk incelemede görülmediği belirtilmek suretiyle görüş değiştirildiği açıklanmış ve bu kez davacının haklı olduğu belirtilmiştir. Davalı vekili ısrarla bilirkişinin şahsına ve raporlar arasıdaki çelişkilere itiraz ettiklerini ve bilirkişi hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını, ancak mahkemece bunların dikkate alınmadığını belirtmektedir.
Bu durumda, mahkemece davalının itirazları da değerlendirilerek gerek taraf defterleri üzerinde, gerekse davalının düzenlediği ve iade faturası olup ,olmadığı yönünden tartışma bulunan fatura ile ilgili olarak konusunda uzman yeni bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı-karşı davacı … Ltd.Şti.lehine BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.