YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/7119
KARAR NO : 2009/9718
KARAR TARİHİ : 21.10.2009
Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Dava, kredi kartı üyelik sözleşmesine kefil sıfatıyla imza koyan davalının, ödeme emrine itirazının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 10/3 ve Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 24 üncü maddeleri uyarınca kredi kartı sözleşmesine kefaletin adi kefalet hükümlerine tâbi olduğu ve asıl borçlu hakkındaki takibin semeresiz kalmasından önce kefile başvurulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden kredi kartı üyelik sözleşmesinin 20.09.2000 günü imzalandığı anlaşılmıştır.
5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 24 ncü maddesinin son fıkrasında kredi kartları kullanımlarındaki kefaletin, Borçlar Kanunu’nda belirtilen adi kefalet hükümlerine tâbi olup, borcun asıl borçludan tahsili için bütün yollar denenmeden kefilden borcun ifası istenemeyeceği belirtilmiş; yasa 01.03.2006 günlü Resmi Gazete’deki yayınla yürürlüğe girmiştir. Yasanın genel yaklaşımı, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin esas alınması ile birlikte, getirilen ilkelerin de bir arada uygulanması yönündedir. Bu durumda mahkemece dava dışı borçlunun harcamalarının dönemlere göre tesbiti ile 01.03.2006 gününden önceki harcamalar bakımından davalının müteselsil kefil, anılan tarihten sonraki harcamaları bakımından da adi kefil olarak sorumlu bulunduğunun kabulü gerekir. Zira ne karar yerinde gösterilen gerekçenin aksine, sözleşmenin akdedilmesiyle yasanın yürürlüğe girmesi arasındaki dönem için davacı bankanın durumunun ağırlaştırılması ve ne de yasanın yürürlüğe girmesinden sonraki dönemde, kanunkoyucunun açık iradesine rağmen kefilin durumunun hafifletilmemesi kabul edilemez.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.