Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2009/7053 E. 2010/4479 K. 15.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/7053
KARAR NO : 2010/4479
KARAR TARİHİ : 15.04.2010

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, müvekkili şirketin, ortaklar kurulunun şirketin 15.3.2006 tarihinden itibaren tasfiyesi kararı sebebi ile halen tasfiye halinde olduğunu, davalı bankanın 27.12.2006 keşide tarihli olan iki adet çeke dayalı olarak müvekkili şirket aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yaptığını, çeklerin, tasfiye halinde olan şirketin kaşesi taklit edilmek suretiyle ve sahte imza atılarak düzenlendiğini, tasfiye halindeki şirketin tasfiye memurunun … olup, imzanın adı geçene ait olmadığını, borcu bulunmadığını iddia ederek dava konusu çeklerin sahtelik sebebi ile iptaline, müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine ve davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacının çekte ciranta sıfatını taşıdığını, davacının cirosunun tarihsiz olduğunu, hukukumuza göre ileri tarihli çek keşide etmenin mümkün olup, çekin üzerindeki keşide tarihinden önce de düzenlenip, ciro görebileceğini, bu sebeple soyut olarak çeki davacı şirketin tasfiye memurunun ciranta olarak imzalamamış olmasının çekin yetkisiz kişice imzalandığını göstermeyeceğini, çekin keşidecisi olmayan davacının çekin iptalini talep edemeyeceğini, müvekkilinin iyiniyetli hamil olup, düzgün ciro silsilesine göre çeki kabul ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, dava ve takip konusu çeklerde ciranta olarak yer alan davacı şirkete ait kaşe ve üzerindeki imzaların, çeklerin keşide tarihi itibariyle tasfiye halinde olan (sonradan tasfiyeden çıkmış) davacı … TTK.nun 219. maddesi uyarınca temsil ve ilzama yetkili tasfiye memuru …’ya ait olmadığı, dolayısıyla davacı şirketin söz konusu çeklerden dolayı borçlu olmadığı, sahtecilik iddiasının herkese karşı ileri sürülebileceği, davalı yanın söz konusu çeklerin keşide tarihinden önce piyasaya vadeli çek olarak verilmiş olabileceği yönündeki savunmasının kanıtlanamadığı, davacının tazminat talebinin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının takibe konu çeklerden dolayı davalıya toplam 54.54.610.00.-TL. borçlu olmadığının tespitine, dava konusu çeklerin davacı dışında imzası bulunan üçüncü kişiler bakımından da hukuki sonuçlar doğurduğu gözetilerek çeklerin iptaline karar verilmesine yönelik istemin ve davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 15.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.