Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2009/6976 E. 2009/8654 K. 30.09.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/6976
KARAR NO : 2009/8654
KARAR TARİHİ : 30.09.2009

Mahkemesi : … İcra Mahkemesi

Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili dava dışı borçlunun taşınmazının kamulaştırma bedelinin paylaştırılması için düzenlenen sıra cetvelinde üst sıraya alınan davalının ihtiyati haczinin usulüne uygun olmadığını, o tarihte üçüncü kişi nezdinde doğmuş bir alacak bulunmadığını; müvekkilinin takibine dayanak kılınan bononun keşide tarihi itibariyle ilk hacze iştirak ettirilmeleri ve satış bedelinin garameten paylaştırılması gerektiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili üçüncü kişiye gönderilen 10.08.2005 tarihli haciz müzekkeresinde taşınmazın kamulaştırma bedeli üzerine haciz konulduğunun açıkça belirtildiğini, yapılmış bir kamulaştırma mevcutken, alacağın doğmadığından söz edilemeyeceğini ve davacının da İcra ve İflas Kanunu’nun 100 üncü maddesindeki şartları taşımadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İcra Mahkemesince davacının takibinin davalının haczinden sonra olduğu, hacze iştirak şartlarının sağlanamadığı, icra müdürünün iştirak haczi koyması doğru değil ise de paylaştırmanın haciz tarihine göre yapılmasının yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Üçüncü kişilerdeki mal, hak ve alacakların ne şekilde haczedileceği hakkındaki temel düzenleme İcra ve İflas Kanunu’nun 89 uncu maddesinde yer almaktadır. Davacı yanın haczi bu düzenlemeye uygun biçimde konulmuştur. Davalı yanın icra dosyasından gönderilen tezkere ancak mevcut bir paranın haczedilmesini sağlamaya yarar; bu tür tezkerelere itiraz yolu bulunmadığından, borcun üçüncü kişi zimmetinde sayılmasına ve gelecek paralar üzerine haciz konulduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır. Üçüncü kişi Devlet Su İşleri’nin davalı yanca gönderilen tezkereye, alacak bulunmadığı şeklinde cevap verdiği tartışmasızdır. Bu durumda mahkemece davacının garame talebi de göz önüne alınarak, yukarıda gösterilen ilkeler çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.09.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.