Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2009/6647 E. 2009/8950 K. 06.10.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/6647
KARAR NO : 2009/8950
KARAR TARİHİ : 06.10.2009

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı … vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Hükmüne uyulan Dairemizin 19.06.2007 tarihli bozma kararında özetle; “20.12.2004 tarihli ek bilirkişi raporunda dava konusu genel kredi sözleşmesinden dolayı davalı …’nin sorumlu olduğu miktarın belirlendiği ek rapora da itiraz edilmesi üzerine üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan rapor alındığı, 25.07.2005 tarihli bilirkişi kurulu raporunda iddia, savunma, önceki raporlara yönelik itirazlar tartışılıp değerlendirilerek sözleşme hükümleri çerçevesinde davacının talep edebileceği alacak miktarı ve bu alacağa uygulanacak temerrüt faiz oranının açıkça belirtildiği, bu durumda mahkemece hükmüne uyulan bozma kararı da gözetilerek anılan bilirkişi kurulu raporundaki genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak miktarı ve buna uygulanacak temerrüt faiz oranı dikkate alınarak bir hüküm kurulması gereğine” değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduğu halde bozma doğrultusunda bir hüküm kurulmamıştır. Oysa bozma kararına uyulmakla bir taraf lehine diğer taraf aleyhine usuli kazanılmış hak doğar. Bu durumda mahkemece yapılacak iş 25.07.2005 tarihli bilirkişi raporunun sonuç ve kanaat bölümünde yer alan toplam bedele göre değil, rapor içeriğinde açıklanan ve finansal kiralama sözleşmesi dışında kalan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak miktarı ve buna uygulanacak temerrüt faiz oranına göre hüküm oluşturmaktan ibaret olmalıdır. Yerel mahkemece belirtilen bu hususlar ve usuli kazanılmış hak kuralı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün adı geçen davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.