Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2009/5801 E. 2010/3535 K. 29.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/5801
KARAR NO : 2010/3535
KARAR TARİHİ : 29.03.2010

Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya veresiye mal sattığını, bedelinin ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin merkezinin …’nda bulunması sebebiyle … icra dairelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle davanın yetki yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dava dilekçesinde davalının yetki itirazından bahsedilmediği, davalının itirazının haksızlığının belirtildiği, dava dilekçesinin netice ve talep kısmında yer alan ibarelerin yetki itirazı konusunda bir istemi içermediği, bu durumda davalının yetki itirazının benimsendiği, bu itibarla mevcut bir icra takibinden bahsetmenin mümkün olmadığı ve itirazın iptali davasının dinlenemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davalı, icra takibinde hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiştir. İtirazın iptali davalarında hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi durumunda İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekir. Bu husus dava şartıdır. Mahkemece anılan bu hususlar gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.3.2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
-KARŞI OY YAZISI-
Davalı borçlu, ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde hem icra dairesinin yetkisine, hem de borca itiraz etmiştir. Açılan itirazın iptali davasında ise mahkemenin yetkisine itirazda bulunmuştur.
Mahkemece, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın giderilmesinin istenmemesinin yetki itirazının benimsendiği anlamına geldiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin yetkisine de itiraz edildiğine göre mahkemenin öncelikle yargılama yetkisinin kendisinde olup olmadığını inceleme konusu yapmalıdır. Zira, icra dairesinin yetkisiz olmaması nedeniyle davanın reddinde dava şartının bulunmadığı kabul edilmektedir. Oysa mahkeme dava şartlarından önce kendisinin yetkisine yönelik itirazı incelemelidir. Kendisini yetkili görmesi halinde yetki itirazını reddedip icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı karara bağlamalıdır. Yerel mahkeme kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiği görüşünde olduğum için sayın çoğunluğun özellikle icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazın karara bağlanacağına ilişkin bozma görüşüne katılamıyorum.