Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2009/5621 E. 2010/656 K. 28.01.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/5621
KARAR NO : 2010/656
KARAR TARİHİ : 28.01.2010

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki muarazanın men’i davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince temyiz edilmeksizin duruşmalı ve davacı vekilince de duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekilleri Av. … ve Av. … ile davalı vek. Av. …’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, müvekkili şirket ile Ulaştırma Bakanlığı arasında imzalanan sözleşme gereğince davalıyla imzalanan “Şebekelerarası İrtibat ve İşbirliği Sözleşmesi” ne istinaden davacının, davalı yanca işletilen bazı alt yapı hizmetlerinden faydalanma karşılığı belli bir ücret ödediğini, davalının, davacıya mali yüküm getiren özel devrelerin aylık ücretlerini 16.05.2000 gün, 5202 sayılı yazısı ile yeniden düzenlediğini, haksız uygulama nedeni ile alınan ihtiyati tedbir kararı akabinde açılan davanın reddedilip, tedbir kararının kaldırıldığını, bunun üzerine davalı tarafından ihtiyati tedbir yoluyla uygulaması durdurulan tarifelerin yürürlüğe girdiği dönem için özel devre kira ücret, farklarını içeren faturalar düzenlenip tebliğ edildiğini, tahakkuk ettirilen bedellerin fazlası ile ödendiğini, fazla bedeli ise davalının 5 ay sonra ödediğini, ödeme sırasında davalının faize ilişkin haklarını da saklı tutmadığını, ancak 09.05.2002 günlü yazısı ile eksik tahakkuktan bahisle gecikme faizi olarak 30.067.503.84 TL’nin 31.05.2002 gününe kadar ödenmesi, aksi halde davacının hak edişlerinden mahsup edileceğini bildirdiğini, B.K.’nun 103/1. maddesine göre istemin haksız olduğu gibi talep olunan tutarın da fahiş olduğunu, ayrıca önceden fazla tahsil edilen tutar için sözleşme gereği hesaplanan faizinin de düşülmediğini belirterek, davalının 09.05.2002 gün, TTŞ. 4.34.02.18/4661 sayılı yazısı ile yarattığı muarazanın, davacının bu yazı ile talep edilen tutarı ödeme borcunun olmadığının tespiti suretiyle giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilince tahakkuk ettirilen tutarın ve istemin sözleşmeye göre belirlendiğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, taraflar arasında akdedilen sözleşme, Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin kesinleşen kararı, bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle aynı mahiyette olan son iki bilirkişi raporlarının hükme esas alınmasında ve davalının ödeme yaptığında asıl alacak borcu kaldığından olayda B.K.’nun 113. maddesinin uygulama alanı bulunmadığının kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 750.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 28.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.